Tekstil ve Moda

Tekstilde Kullanılan Lifler

Sembolleri ve Anlamları

Akrilik Nedir

Tanımı ve Özellikleri

Denim

Her Zaman Moda

Polyester Nedir

Polyesteri Tanıyalım

Dokusuz Yüzeyler ve Kullanılan Lifler (Nonwovens)

Dokusuz Yüzey Kumaş Yapısı. 
Dokusuz Yüzeyler 
Teknik tekstil veya endüstriyel tekstil genel olarak dokunmamış (nonwoven) ürünler şeklinde kabul görmektedir. Başka bir ifade ile iplik haline dönüştürülmemiş liflerin çeşitli yöntemlerle birbirlerine tutturularak oluşturulan özel dokuya veya yüzeye verilen dokunmamış ürün adı, kullanım alanları itibariyle dokusuz yüzey ürünleri olarak değerlendirilebilmektedir. Bugün tarım sektöründen, otomotiv sanayisine; tıptan uzay ve savunma sanayisine kadar oldukça geniş bir alanda dokusuz yüzey ürünlerini görmek mümkün olabilmektedir. 

Dokusuz Yüzey Ürünleri Sınıflandırılması ve Kullanım Yerleri: 
Kompozitler: Otomobiller, gemiler, uçaklar, koruyucu başlıklar, askeri amaçlı kamuflajda, kum çantalarında, kurşun geçirmez yelekte, vücut korumalı kasklar, sıcağa ve soğuğa karşı koruma, dalgıç kıyafetleri. 
Endüstriyel kumaşlar: Çan kaplama, halı tabanı, tente, koro bezi, konveyör bezi, oto döşemelik kumaşları, oto tekerleği bezi, yelken bezleri. 
Filtre kumaşları: Tıbbi filtreler, yüksek sıcaklık filtreleri, sıvı- sıvı filtreleri, kuru filtrasyon, ıslak filtrasyon. 
Geotekstiller: Sera örtüleri, kayma stabilizasyonunda, drenaj amaçlı kullanımlarda. 
Tıbbi tekstiller: Bantlarda, yapay damarlarda, diyalizlerde, ameliyat ipliklerinde. 
Endüstriyel koruma: Güç istasyon fanında, contalarda, roketlerde. 
Yakalama ve koruma ağları: Balık ağlarında, zirai ağlarda, kamuflaj ağları, taş düşmesini engelleyici ağlar. Sözü edilen bu teknik tekstil ürünlerinde genel olarak, pamuk, viskoz, akrilik, modakrilik, polipropilen, poliamid, polyester, cam lifi, polietilen ve karbon lifleri gibi yüksek performanslı lifler kullanılmaktadır. 

Dokusuz Yüzey Ürünlerde Tercih Edilen Elyaf Türleri ve Kullanım Yerleri: 
Pamuk: Özellikle tıbbi tekstil ve aktarma kayışlarında. 
Viskoz: Lastik ve endüstriyel dokuma alanında. 
Akrilik-Modakrilik: Koruma üniformalarında, perukta. 
Polipropilen: Kordon ve halat, kaplama kumaşları, filtre elemanları, geotekstil yapımında, tıbbi tekstil ürünleri, balıkçılıkta. 
Poliamid: Halat ve benzeri uygulamalarda, emniyet kemerlerinde, paraşüt kumaşlarında,balıkçılıkta, kaynak elbiselerinde, kompozit malzeme olarak spor malzemeleri imalatında, kargo ve denizcilikte, araba lastiği imalatında, transmisyon kayışlarında ve askeri uygulamalarda. 
Polyester: Lastik imalatında, halat yapımında, denizci elbiselerinde, filtre kumaşlarında, keçe imalatında, tıbbi tekstillerde, yangın kıyafeti olarak kullanılmaktadır. 

Yüksek Performanslı Cam Lifi: Havacılık ve uzay sanayisinde, inşaat alanlarında, jeneratörlerde, buhar türbinlerinde, iletişim teknolojisinde ve lastik imalatında. 
Yüksek Performanslı Polietilen: İş elbisesi imalatında, halat ve kablo yapımında, koruma elbiselerinde, kompozit yapılarda, balıkçılıkta, tıbbi malzemelerde. 
Karbon Lifi: Havacılık ve uzay sanayinde. 
Seramik Lifi: İzolasyon malzemesi olarak kullanılmaktadır. 

Nonwowen Pazar ve Uygulamaları: 
Nonwoven en düşük maliyetle ve en hızlı kumaş üretim metodudur. Yeni üretim teknikleri ve yeni kullanım alanları ile pazar payını giderek arttırıyor. Özellikle kullanılıp atılabilen ürünlerin üretiminde nonwoven başlıca kumaş üretim metodu olma yolundadır. Nonwoven kumaşlar, elyaf, filament veya film benzeri filament yapıların katmanlar halinde birbirine geçmesiyle oluşmuş, düz, esnek ve gözenekli yapılardır. Genellikle son kullanım alanına bağlı olarak, "atılabilir" veya "dayanıklı" olmak üzere iki kategoriye ayrılırlar ve dünya çapında kullanılan endüstriyel ürünlerde ve sağlık ürünlerinde çok geniş bir kullanım alanına sahiptirler. Amerika ve Japonya'da kullanıldıktan sonra atılabilen nonwoven ürünler, tüm nonwoven kumaş tüketiminin yaklaşık % 60'ını (Avrupa'da % 50) ve dayanıklı nonwoven ürünler de kalan kısmı oluşturmaktadır. Dönüşümlü atılabilir nonwoven ürün tipleri aşağıdakileri kapsar: 
- Bebek bezleri, 
- Yetişkin bezleri, 
- Kadın bağı ürünleri, 
- Tıbbi ürünler, 
- Temizlik bezleri, 

Dayanıklı nonwovenlar diğer işlem veya fabrikasyon endüstrileri tarafından genellikle rulo halinde kullanılır. Gerçekten rijit mühendislik spesifikasyonlarında üretilirler ve etkili bir maliyet performansı temelinde endüstriyel dokuma ve örme kumaşlar, teknik kağıtlar ve özel filmler ile rekabet ederler. Aşağıda dayanıklı nonwoven ürünlerden bazıları sıralanmıştır: 
- Filtrasyon, 
- Koruyucu giysiler, 
- Astarlar, 
- Ev döşemeleri, 
- Jeo-tekstil ürünleri, 
- Zirai kumaşlar, 
- Otomotiv kumaşları, 
- Atılabilir Ürünler, 

Temizlik Bezleri 
Nonwoven temizlik bezlerinin ana 3 kategorisi; kişisel bakım, endüstriyel ve ev temizliğidir. Yetişkin bezleri gibi atılabilir temizlik bezlerinin de (dünya çapında tahmini %7 gibi) yıllık yüksek bir büyüme oranı vardır. 

Atılabilir Bebek Bezleri 
Bebek bezlerindeki nonwoven tüketimi esas olarak, genelde termal bağlama veya giderek artan bir biçimde spunbond polipropilen kumaşlar olan, üst yüz ve alt yüzden oluşmaktadır. Fakat bebek bezinin giderek artan biçimde SMS prosesi ile üretilen kumaştan yapılan bacak kenarı bariyerleri, airlaid (Havalı serme) kompozit kumaştan üretilen çeşitli emici katmanları ve kalça bağcığı, streç panelleri gibi bazı küçük alanları gibi diğer kısımları da nonwovenları kullanır. Kullanılan tüm kumaşların fonksiyonları için önemli özellikleri vardır, en önemlisi bu kumaşlar sıvıyı itmek ve kuruluğu sağlamak amacıyla ya hidrofob ya da hidrofildir. Uzun yıllar bebek bezi tüketicisinin yerine getirilemeyen ana ihtiyacı "sızıntının önlenmesi" idi. Bu problemin çözümü için yapılan araştırmalar sonuçta bazı ilerlemelere neden oldu, fakat bu ihtiyaç hala mevcuttur ve problem tam olarak elimine edilememiştir. Üstelik, bebek bezleri inceldikçe, sızma koruması önemli olmaya devam edecektir. İstenen sonuca ulaşabilmek için bebek bezi dizaynının tüm elemanları entegre bir biçimde birlikte çalışmak zorundadır. 

Kadın Hijyen Ürünleri 
Kadın hijyen ürünleri, global pazara hem bebek bezi hem de yetişkin bezinden daha fazla giren, dünyadaki en gelişmiş emici ürün pazarıdır. Kadın hijyen ürünleri, nonwoven coverstok ikinci büyük pazardır. 

Tıbbi Ürünler 
Atılabilir bezler ve önlükler, sargı bezleri, gazlı bezler, yara koruyucu giysiler, maskeler, eldivenler, ayakkabı galoşları ve diğerleri gibi tıbbi ürünlerdir. Spunlace, sulu işlem ve spunbond-meltblown (Eritilerek dökülme)-spunbond (SMS) kompozitler, bu pazarda esas olarak, dokuma pamuktan yapılmış çok amaçlı materyallerle rekabet eder. Geleneksel nonwovenlardan daha iyi coverstok özelliklerine sahip yeni jenerasyon spunbond-film-spunbond kumaşlar da pazara girdi ve ABD'de Isolyser firması, kullanımdan sonra suda çözünebilen, polivinil alkol bazlı bir medikal kumaş geliştirdi. Nonwovenlar, hem hastane hem de müşteri pazarlarında, yüksek orandaki özel kumaş ve giysi talebi dolayısıyla, atılabilir tıbbi ürünlerin sadece küçük bir kısmını oluşturmaktadır. Nonwovenlar; coverstok özelliklerinden, emiciliklerinden, silme kapasitelerinden, ısı dayanımı, esneklik, yumuşaklık ve iyi işlenebilirliklerinden dolayı medikal kumaş uygulamaları için çok uygundur. 

Sterilizasyon Ürünleri 
Sterilizasyon sargıları genellikle, merkezi tedarik odasında ameliyat ekipmanını sarmak için özel ebatlarda kesilmiş, düz tabakalar halinde satılmaktadır. Sargı amaçlı kullanılan kumaşlar yüksek çekme mukavemeti ve yüksek yırtılma ve aşınma dayanımına sahip olmalıdır. Bu sektöre, yüksek coverstok özelliklerine sahip melt-blown tabakasıyla SMS metoduyla üretilen kumaşlar hakimdir. Steril önlükler ve bezler, hastanelere steril edilmiş paketler içinde çeşitli ebat ve dizaynlarda satılmaktadır. "Hedef bölgelerde" (kollar ve göğüs dahil) ikinci bir tabaka kumaş ile güçlendirilmiş önlükler daha katı cerrahi prosedürler için kullanılırken, güçlendirilmemiş önlükler genellikle küçük cerrahi operasyonlarda kullanılmaktadır. Önlük kumaşları mukavemetli ve nefes alabilir olmalı ve coverstok özelliklerine sahip olmalıdır. Spunlace kumaşlar nefes alabilir özellikte olduklarından dolayı pazara hakim olma durumundadırlar, fakat SMS kumaşlarında pazarda büyük bir payı vardır. Örtüler cerrahi masaları ve hastayı örtmede kullanılmaktadır. Bunlarda, cerrahi işlem yapılan alana göre kesilmiş bir pencere vardır ve genellikle arka yüzleri kaplamalıdır. Cerrahi pencere etrafında daha emici olan bir alan da bulunabilir. Tahminlere göre nonwovenların cerrahi paket ve önlük pazarındaki payı nispeten düşüktür, fakat nonwovenlar, başlıklar, maskeler ve ayakkabı galoşları gibi bazı küçük atılabilir tıbbi komponentlerde çok daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Ev tekstilleri, yer döşemelikleri ve yine ev tekstili kapsamında düşündüğümüz temizlik havluları da hiç küçümsenmeyecek rakamlarla ifade edilmektedir. Nonwoven üretimindeki tekstil elyaflarının dünya genelindeki tüketimi çok büyük artışlar gösterdi. Çok sayıdaki uygulama, kadın bağları, jeotekstil ve filtre ürünleri de dahil olmak üzere, diğer alanları oluşturmaktadır. Dünyanın sanayileşmiş ekonomilerinde, nonwoven talebinin önümüzdeki beş yıl içinde %3 ile %5 arasında bir oranda artması bekleniyor. Büyüyen üretim alanları, artan ağaç hamuru kullanımı ve diğer bazı ürünlerdeki artışlar, tekstil elyaf tüketimini oran bazında olumsuz yönde etkileyecektir. Ancak, yeni ürün geliştirme ve yeni uygulamalardaki büyüme herhangi bir düşüşü telafi etmekle kalmayıp, tekstil elyaflarının tüketimini miktar olarak artıracaktır. 

Polyester ve Polipropilende Büyüme 
Amerika ve Batı Avrupa, nonwoven kumaşların üretiminde kullanılan tekstil elyaflarında benzer bir büyüme oranına sahipler. Polipropilen, her iki bölgede de egemen bir konuma sahip ve bu egemen elyaf, konumunu, tahminlere göre Amerika’da % 3.3, Batı Avrupa'da ise %6  oranında artırmaya devam edecek. Polyester Japonya'da nonwoven'ların ana maddesi olmaya devam etmekte ve bunu da polyester reçinesine borçludur. Japonya'daki polipropilen tüketiminin % 7'ye çıkması beklenmektedir. 

JETlace Nonwovenlar için Lyocell Elyafları 
Su jetiyle bağlanmış nonwoven ürünler kimyasal yapıştırıcı içermez, rahat ve cildinizin dostudur. Proses, farklı elyafların kompozitlerinin üretilmesine izin verir ve bunlara üç boyutlu elyaflar da dahildir. Rieter Perfojet'in JETlace 3000 teknolojisi patentli bir yoğunlaştırıcı ön nemlendirici üniteye sahiptir ve bunu, jet parçalarının olduğu bir dizi tambur izler. Microperfore tambur bağlama verimliliğini artırır ve enerji tüketimini azaltır. Selülozik elyaflar, hijyenik ve tıbbi nonwovenlarda büyük oranda kullanılırlar. Şimdiye kadar lyocell elyaflarının %90'ı, klasik dokuma veya örme ürünlerde kullanıldı. Lyocell, JETlace prosesine uygundur. Viskona göre daha iyi ıslak ya da kuru özellikler sunuyor ve polyesterle kıyaslanabilecek ürünlerdir. Lyocell elyafları, viskonla fiyat açısından rekabet edebilecek niteliktedir ve su jetiyle bağlamalı (spunlace) teknoloji bazlı ürünlerin gelişimi için bir potansiyel sunmaktadır. 

Nonwoven Kumaş Özellikleri 
Dokunmamış tekstil yüzeylerinin imali için örneğin iğnelenmiş dokunmamış yüzey için gerekli olan serici, ön ve esas iğneleme makineleri her geçen gün daha da geliştirilmekte buna paralel olarak da araştırma geliştirme çalışmalarına önem verilmektedir. Avrupa'daki ileri tekstil makineleri endüstrisi 70 yılı aşkın bir teknolojik birikime dayanır. Günümüzde malzeme teknolojisinin çok gelişmiş olması, kalın elyaf yerine çok ince sonsuz elyafın üretilmesini mümkün kılmaktadır. Dokunmamış yüzeylerle ilgili çalışmalar 1950'lerden sonra hız kazanmış, özellikle dokunmamış yüzey imalinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. İpliklerin birbirine dik yönde kesişim yaparak oluşturduğu dokunmuş yüzeylere karşın dokunmamış yüzeylerde lifler çok yönlü ve karışık yapıdadır. Dokunmamış yüzeylerdeki bu karmaşık yapı izotrop (tüm yönlere etkiyebilen dış yükler altında aynı mukavemeti gösterebilme özelliği) malzeme özelliği kazandırılmaktadır. Geçmişte, pullu yüzeyi sayesinde hayvan liflerinin birlikte bir katman olarak bir araya getirildiği keçeleştirme hariç kumaş oluşturmak için mutlak olarak iplik kullanılmaktaydı. Genellikle nonwoven kumaşlar, liflerin katman veya tülbent haline getirildikten sonra her hangi bir yolla bir arada kalmalarının sağlayıcı bir yöntemle kuvvetlendirilmeleriyle yapılır. Bu kumaşlar kumaş üretim hızım arttırarak işçi sayısının ve imalatta gereken işlem miktarını azaltarak maliyeti düşürürler. Nonwoven kumaşların özellikleri elyaf tülbendinin hazırlanma şekli, kullanılan elyafın tipi ve inceliğine, tülbendin kalınlığına ve yapıyı kuvvetlendirmede kullanılacak metotlara bağlıdır. İlk nonwoven kumaşlar görünüş, tutum ve dökümlülük özellikleri bakımından çekici değildir. Bu kumaşların karakteristikleri geliştirildi fakat hala dokuma ve örme kumaşlarla karşılaştırıldığında istenen tutum ve dökümlülük özelliklerine sahip değiller. Nonwoven kumaşta lifleri bağlayan yapıştırıcılar,kumaş örtülmek istendiğinde kumaşın gerekli çift katlanmasını sağlayıcı eğilme ve kayma hareketlerini engellemektedir. Sözü edilen özelliklere ilave olarak son kullanıma bağlı olarak şu özelliklerde beklenebilir: 
- İyi şekillendirilebilme, 
- Islak ve kuru halde temizleme çözücülerine yeterli dayanıklılık, 
- Yüksek emicilik, 
- Toksik ve alerjik malzeme içermeme, 
- Tüy oluşturmayan yüzey, 
- Aşınma dayanımı, 
- Boyutsal kararlılık, 
- Şeklini muhafaza edebilme, 
- Belirli seviyede buruşukluğu giderebilme, 

Giyimde ara astar ve izolasyon vatkası olarak kullanılması ilgi çekmektedir ama nonwoven kumaşların asıl kullanım alanlarının incelemekte fayda vardır. Nonwoven kumaşlar kullandıktan sonra atılan yan dayanıklı ve dayanıklı ürün olarak sıkça kullanılır. Hijyenik ve emici ürünler en fazla kullanılanlardır. Bunun yanı sıra inşaat mühendisliğinde de kullanımı artmaktadır. Farklı jeotekstillerde kullanılabilen nonwoven kumaşlar yer döşemelerinde özellikle "tufting" tabiriyle bilinen şekliyle oldukça yaygındır. Ev tekstilleri ve otomotiv sanayii de kullanım alanları olarak sayılabileceği gibi bunlara özellikle son dönemlerde üzerinde durulan askeri uygulamalarda eklenmelidir. Son yıllarda uygun kullanım ve ekonomiklik avantajlarıyla ev tekstili ve yer döşemeliklerinde de nonwoven yüzeylerin kullanımında bir artış süregelmektedir. 

Nonwowen Elyafları 
Nonwoven üretiminde kullanılan elyaflarda % 62 ile polipropilen, % 24 ile polyester ve % 8 ile viskoz rayon başı çekiyor. Tıbbi ürünler ve telada viskoz yerini PP'ye bıraktı. Elyaflar nonwoven'ın temel birimidir. Nonwoven'ın kullanımı, özellikleri, estetiği ve performansı büyük ölçüde bileşen elyaflara bağlıdır. Elyaf, doğal veya yapay olsun, kumaş oluşturma özelliklerine ve yüksek uzunluk-en oranına sahip herhangi bir maddedir. Nonwoven üretiminde, hem sentetik hem de doğal olmak üzere geniş bir elyaf yelpazesi kullanılmaktadır. Ağırlıklı olarak kullanılan elyaflar polipropilen, polyester ve rayondur. Bu üç elyaf tipi, tüm nonwoven elyaf piyasasının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. 

Elyafların Sınıflandırılması 
Doğal veya yapay olduklarını belirleyen ve elyaf kökenlerini temel alan sistem, elyafların sınıflandırılması için uygun bir sistemdir. Doğal elyaflar, kökenleri temel alınarak üç ana kategoride sınıflandırılabilir: 
Hayvansal elyaflar: Protein bazlı (yün ve kıllar: koyun yünü, alpaka, deve, kaşmir, moher, lama, at kılı, inek kılı); hayvan kürkleri (tavşan, vizon, misk sıçanı ve sansar) veya böcek bazlı olabilir (ipek böceği, örümcek salgısı). 
Bitkisel elyaflar: Selüloz esaslı çekirdek elyafları (pamuk, kapok), sak kabuğu veya sap elyafları (keten, kenevir, jüt ve kenaf), yaprak elyafları (abaka, sisal, palmiye, ananas ve yukka), meyve elyafı (hindistan cevizi lifi), veya gövde elyafları (çeşitli tipte odun hamuru). 
Mineral elyaflar: Asbest, mineral yünü ve bazalt dahil olmak üzere kaya bazlı elyaflar. Yapay elyaf kategorisinde elyafların sentetik ve rejenere olarak sınıflandırılması uygundur. Rejenere elyaflarda, kurucu polimer doğal bir kaynaktan elde edilir, ancak kullanılabilir elyaf formuna getirmek için kimyasal ve/veya mekanik işlemlere tabi tutulur. Rayon elyafı da doğal halde bulunan selülozdan (genellikle odun selülozu) elde edilir. Bunun klasik elyaf işleme ekipmanında çalışılabilecek elyaf şekline dönüştürmek için kimyasal ve fiziksel işlemlere girmesi gerekir. Nonwoven'larda ise önemli miktarda kullanılan elyaf sayısı daha azdır ve daha iyi yönetilebilir. Nonwoven teknolojisi için aşağıdaki elyaflar önemlidir (özel bir önem sırası yoktur): 
- Rayon, 
- Polyester, 
- Pamuk, 
- Polipropilen, 
- Naylon, 
- Odun hamuru, 
- Cam, 
- Karışım kimyasal elyaf kompozisyonu, 

Nonwoven yüzeylerde pek çok doğal ve kimyasal lif kullanılabilmektedir. Ancak son dönemlerde kimyasal liflerin kullanımı oldukça yoğunlaşmıştır. Yapıda kullanılacak lif mamulün kullanım alanına göre belirlenmekte olup beklenen kullanım performansı doğrultusunda bu performansı sağlayabilecek özellikte lifler seçilmektedir. Nonwoven yüzey üretiminde kullanılan başlıca kimyasal lifler bir tablo halinde aşağıda sunulmuştur. Ev tekstili ve yer döşemeliklerinde, kimyasal liflerin yanı sıra doğal liflerde kullanılmaktadır. Fakat son dönemlerde kullanımları oldukça azalmıştır. Bunun başlıca sebebi doğal liflerin fazla safsızlık içermesi ve temizlik işlemlerinin zorluğu; yanı sıra yetersizliğidir. Bu bağlamda doğal liflerin detaylı incelenmesine girilmeyecektir. Ama bazı doğal lif performanslarının kimyasal liflerce yakalanamadığı gerçeği doğrultusunda pamuk,yün ve jüt gibi yer döşemelikleri ile ev tekstilierinde kullanılan lifler kısaca işlenecektir. 

POLİAMİD 
Lif üretiminde özel karakteristikleri: Poliamid liflerinin genel grubu, poliamid molekülünün tekrarlanan amid gruplarındaki karbon atomlarının sayısıma göre sınıflandırılır ve bunlardan üç tanesi, naylon 6.6, naylon 6 ve naylon 11, endüstriyel öneme sahiptir. Naylon eriyikten üretim tekniği ile filament haline getirilir. Kömür ve katran'dan elde edilen hekzametilen diamid, naylon 6.6'nın ana bileşenidir. 

Poliamidlerin Özellikleri: 
Mukavemet: Naylon normal ve yüksek mukavemetli olmak üzere iki değişik türde üretilir. En hafif tekstil elyaflarından biri olmasına karşın en mukavemetlilerinden biridir. Bundan daha mukavemetli olan sadece aramid ve cam elyafıdır. Elyafın mukavemeti yıkama ile düşmez. Bu yüzden ince şeffaf örgülerde, perde bluz döşemelik ve halıda başarı ile kullanılmaktadır. Sadece ince ve dayanıklı olması ile değil, sert ve katlanabilir olması ile de tanınır. Naylon en yüksek aşınma haslığına sahip elyaftır. Sürtünme, eğilip bükülmeye son derece dayanıklıdır. Kesik naylon elyafının sürtünmeye karşı haslığı filamentine kıyasla daha yüksektir. 
Elastikiyet: Naylon bilinen elyaflar arasında elastikiyeti en yüksek olanlardan biridir. Ancak bu elastikiyet elasto grubuna dahil olan kadar değildir. Gerildikten sonra kendi haline bırakıldığında tekrar eski haline döner. 
Isının etkisi: Naylon kumaşlar ısıyı iyi iletmezler. Naylon giysilerin serin ve sıcak tutması iplik ve dokuma konstrüksüyonuna bağlıdır. Düzgün, yuvarlak kesitli ince naylon filamentlerden dokunan kumaşlar havayı ve dolayısıyla ısı ve soğuğu zor iletirler. 
Su Emicilik: Naylon çok fazla rutubet emmez. Naylon filamentterden yapılmış kumaşlarda rutubet elyaf içine nüfuz etmez. Rutubet elyaf üzerinde kalır. Bu yüzdendir ki naylon giysiler çabuk kurur. Bu tür kumaşlar yağmurluk ve pardesü yapımında kullanılır. Kesik naylondan üretilen kumaşlar ise o kadar fazla çabuk kurumaz. Naylonun az rutubet alması sıcak ve nemli ortamlarda problem yaratır. 
Temizlenebilme ve yıkanabilirlik: Eğer naylon ipliğine antistatik madde verilmişse veya kumaş antistatik terbiyesi görmüşse naylon kumaşlar kolay kir tutmaz ve uzun süre temiz kalır. Eğer bu yapılmamışsa kumaş yıkandıktan sonra son durulama suyunu veya kurutma esnasında antistatik madde verilebilir, Naylon ılık su ile yumuşatılmış suda sabun veya deterjan ile yıkanır. 
Ağartmanın etkisi: İyi korunduğu takdirde naylon beyazlığını kaybetmez. Ancak üzerindeki terbiye maddeleri veya birlikte yıkandığı başka kumaşlardan boya almaşı halinde sararır veya grileşir. 
Şekil muhafaza: Naylon iyi stabliteye sahiptir. Islandıktan sonra formunu muhafaza eder. Sıcak hava tekstüresi yöntemiyle kıvırcıklandırılmış 'hacimli sürekli filament' iplik halde kullanımı özellikle halı üretiminde son derece yaygındır. BCF ve soğuk hava jetli tekstüre edilmiş naylon iplikleri halılarda, döşemeliklerde, dekoratif örme eşyalarda, ev giyiminde, günlük ve hafif ağırlıklı spor giysi ve çoraplarda kullanılır. Naylon lifleri termoplastik olduklarından life ısıl işlem ile boyutsal karalılık kazandırılabilir. Isıl işlem uygulanarak naylon lifinden yapılmış olan kumaşlardan kabartma yüzeyler, pile, külotlu çorap ve taytlarda olduğu gibi kalıcı şekiller verilebilir. Naylon 6.6 lifinin erime sıcaklığı 250 derece iken naylon 6 lifinin erime sıcaklığı 210 °C, diğer yaygın poliamid lifi olan Naylon 11 lifinin ise erime sıcaklığı sadece 185 °C'dir. Naylon 11 lifinin üretimi çok azdır. Yukarıda belirtildiği gibi naylon 6.6 ve naylon 6 lifleri arasındaki ısıl davranış farklılıktan sayesinde bu polimerlerin birleşiminden oluşan bi-komponent lif kullanarak dokusuz yüzey oluşturmak mümkündür. Düşük erime sıcaklıklı naylon, filamentin dış yüzeyinde yer alır ve ısı altında eriyerek liflerin birbirine bağlanmasına ve dolayısıyla bir yüzey oluşumuna imkan verir. Naylon 6'nın düşük erime sıcaklığı onun bu maksatla kullanımım sağlar ve onun yumuşak ve hoş tutum avantajı ile birlikte önemli bir avantaj teşkil eder. Dünya naylon üretiminin % 27'sinin halılarda, % 31'nin evde ve giysilerde, geri kalan % 35'inin ise endüstride ve reçinelerde kullanıldığı tahmin edilmektedir. Lif üretiminde çok yönlülük life çeşitlilik sağlar ve bu da halılarda teknik dizayna katkıda bulunur. Mesela dört delikli bir naylon filamenti, halıda hav hacimliliği, halının kirlenme direncini artırır ve statik elektrik kontrolünü sağlar. 

TEKNİK TEKSTİL UYGULAMALARI VE KULLANILAN LİFLER 
Konfeksiyon: Selülozik, polyester, poliamid. 
Mobilya ve ev kumaşlarında: Selülozik, polyester, poliamid, Polipropilen. 
Temizleme ve silme bezlerinde: Selülozik, polyester, poliamid, Polipropilen. 
Tıbbi kullanım: Selülozik, polyester, poliamid, Polipropilen. 
Endüstriyel uygulama: Selülozik, polyester, poliamid, Polipropilen. 
Yer döşemelerinde Polyester, poliamid, polipropilen. 

POLYESTER 
Lif üretiminin karakteristikleri: petrol endüstrisinden temin edilen polietilen edilen polietilen terephthalat (PET) ve sadece çok özel kullanımlar için sınırlı miktarlarda üretilen politetrametilen terephthalat (PTMT), polimerinden filamentler eriyikten üretim tekniği ile elde edilir. PET ipliği filament veya çeşitli uzunluk ve incelikte kesikli lif olarak üretilebilir. Üretilecek lifin incelik ve uzunluğu lifin pamuk ya da yünle işleneceğine göre, veya ipek benzeri mi yoksa pamuk benzeri mi ya da farklı bir tutumda mı olacağına göre belirlenir. Filament iplik ya da tow molekülleri yönlendirmek ve lif mukavemetini arttırmak için çekilir. Kesikli lifler kıvırcıklandırılır. Hafif olmaları ve iyi izolasyon sağladıklarından içi boş (hollow) filamentler, yorganlar, uyku tulumları ve parkalarda dolgu lifi olarak kullanılır. Genel özellikleri ve kullanımları: PTMT daha düşük bir erime sıcaklığına sahiptir ve PET'den daha kolay boyanır. Tekstüre iplik halinde streç kot pantolonlarda ve farklı büzüşmeler dolayısıyla hacimlilik ve streç oluşturdukları için PET/PTMT bileşim ipliği olarak da giysilerde ve ince külotlu çoraplarda kullanılabilir. Standart poliesterin uzama direnci iyidir ve bu farklı bir tutum, kırışıklık tutmama ve kullanımda iyi boyutsal kararlılık verir. Poliester düşük yüklerde kolayca uzayamadığından külotlu çorap ve taytlar için uygun değildir ancak bu uygulamalarda PTMT daha başarılıdır. Pet aşınmaya karşı iyi dayanımlıdır, ama karışımlarla kullanıldığı zaman eğer özel lif veya özel bitim işlemi uygulanmamışsa, statik elektrik yüklerinin oluşumu lifin düşük nem alma özelliği ile izah edilir. Poliester kesik lif ve filament halinde dikiş ipliklerinde kullanılır. Lif ultra-viole ışınları tarafından bozunmaya dirençlidir. Lifin termoplastik olma özelliği, lifin kıvrım sabitliğine ve kumaşlarda ısıl muamele ile elde edilen boyutsal sabitlemeye katkıda bulunur. Hava-jetli ve yalancı büküm tekstüre teknikleri ile filament İpliklere kıvrım verilerek tutum, hacimlilik ve elastik geri dönme özellikleri iyileştirilir Oluşturulan esneklik seviyesine bağlı olarak tekstüre edilmiş poliester iplikler spor giyimde kullanılır, Uygun seçilmiş poliester lifi koruyucu giysi, yelken, filtre kumaşı ve araba tavan kaplamasında kullanılan yumuşak kompozitler ve araba kaportasında kullanılan sert kompozitleri de içeren fonksiyonel ve endüstriyel amaçlar için kullanılır. 

POLİPROPİLEN 
Polipropilen üretim şekli üreticiye göre değişmektedir. Bazı üreticiler elyafta boyanabilirlik, ışık haslığı, ısıya dayanıklılık ve elyaf kesitinin şekline önem vermektedir. Propilen gazı uygun komponentleri polimerize edilmesi suretiyle inceltilir, Propilenden oluşan polimer seyrelti içinde katalisti dekompoze edilmek için kirlenir. Ardından filtre edilerek saflaştırılır ve polipropilen reçinesi tozu haline getirilir. Bu reçineye polipropilen ısı ve ışık haslığını arttırıcı katkı maddesi ilave edilebilir. Reçine daha sonra eritilerek ekstruder ve düze üzerinden fılament çekilir. Molekül oryantasyonunu sağlamak, elyaf mukavemetini yükseltmek, sürtünme haslığı ve elastikiyet kazandırmak için düzeden akan filamentler bir miktar çekilir. Çekim ne kadar fazla olursa mukavemet o oranda yükselir. Fakat elastikiyet düşer. Elyafın elastikiyet ve çekmesini sabitleştirmek için ısı altında fikse edilir. Lifler ekstrüzyon ile üretilir fakat büyük çoğunluğu şerit yada şerit olarak kesilmek üzere film olarak ekstrüzyon yapılır. Şeritler, sicim yada halat oluşturmak üzere bükülür veya dokumada doğrudan kullanılır. Kesikli formda lif üretmek üzere tow da üretilir. Gerilim altında şerit bükmek fibrilasyona sebep olur ve bu neticede lifsi yapıda bir sicim üretilir. 

Özellikleri ve kullanım alanları: Polipropilen düşük erime sıcaklığına sahiptir. Islak iken mukavemetli olmasına ve bu mukavemetini kaybetmemesine rağmen, çekme modülü normal poliamid'den daha düşüktür ve elastik geri dönmeye ve kötü sürtünme davranışına sahiptir. Tekstil lifleri arasında en düşük yoğunluğa sahiptir ve bu yüzden ağırlığına göre iyi örtücülüğe sahiptir. Kırışıklık tutmaz ve ince lif formunda tuşesi yumuşaktır. Lifler arasından suyun kolayca hareket edebilmesinden dolayı iyi fitil yani kılcallık etkisiyle suyu aktarma özelliğine sahiptir. Alev alam özelliği vardır ama % 100 polipropilen kendi kendini söndürücüdür. Öte yandan yanıcılığı, diğer yanıcı liflerle karıştırıldığında daha da artar. Kimyasal dayanımı iyidir ama kuru temizleme için uygun değildir. Polipropilen leke ve kirleri kolayca bırakır ama yağları üzerinde tutma eğilimindedir. Polipropilen şerit ve lif formunda kullanılabilir. 2-3 mm genişliğindeki şeritler doğrudan mekiksiz dokuma makinelerinde, şerit bükülmeden düz duracak şekilde dokunabilir öyle kumaşların temel kullanım yeri bir zamanlar Jüt kumaşlar tarafından yerine getiren halı zemin dokumaları, çuvallar ve balya sarma kumaştandır. 10 mm veya daha geniş şeritler halat yapmak için bükülürler. Polipropilen lifinin diğer önemli kullanım alanı da halıların havıdır. Burada kullanım bulmasının nedeni, hafiflik, yumuşak tutum ve ezildikten sonra yeterli geri dönme gibi özellikleridir. Polipropilen kesil elyaf, iğnelenmiş keçe yada tafting halılarda genellikle yünlü veya naylon ile karışım halde eğrilmiş iplik olarak kullanılır. Tekstüre edilmiş filament polipropilen iplikler ise artarak halılarda kullanılmaktadır. Polipropilen lifinin diğer bir kullanım alanı dayanıklılık ve kolay leke çıkarma özelliklerinden dolayı döşemelik kumaşlardır. Polipropilen lifler halı altlığı ve hijyenik tekstillerde kullanılmak maksadıyla dokusuz yüzeylerde kullanılır. Hijyenik tekstil polipropilen lifinin iyi fitil etkisi özelliğinden yararlanır. Halen en belli başlı giyim ürünü, termal iç çamaşır ve çorap gibi kuru temizleme gerektirmeyen örme eşyalardır. Kaba polipropilen lifleri binalarda, inşaat mühendisliğinde ve diğer bir dizi amaçlarla kullanılır. 

POLIVİNİL KLORÜR LİFLERİ 
Viniliden klorür ışıkta kolayca polimerize olur. Formülünde lifin genel yapısı görülmektedir. Katalizör olarak peroksitler kullanılır. Yumuşama noktası yüksek ve organik çözücülerde kolayca çözülmeyen bir polimer elde edilir. Taşıdığı özellikler dolayısıyla lif haline gelebilme yeteneği yoktur. Bu nedenle polimerleşme sırasında başka polimerlerle karıştırılarak kopolimer halinde elde edilir. Böylece özellikleri düzeltilir. Bu kopolimerlerden en önemlisi Saran'dır. Velon olarakta isimlendirilen saran, % 13 PVC, % 2 PAN İçeren bir poliviniliden klorür kopolimeridir. Saran liflerinin üretimi 180 °C'de yumuşak-eğirme ile yapılır. Filamentlere soğukta 4 kat germe-çekme yapılır. Yoğunluğu 1.68-1.75 g/cm³'dür. Bu değerler ile ağır lifler arasında yer alır- Nem çekme özelliği % 0'dir. 24 saat su içinde kaldığında bile % 0.1 kadar su absorblar bu hidrofobik özellik, boyamada kendini gösterir. Üretim sırasında kendisi ile karışabilen, pigmentler ilavesi ile kütle boyama yöntemine göre boyanabilir. Organik çözücülere karşı duyarlı olmadığı gibi, kuvvetli veya zayıf asit ve bazlardanda etkilenmez. Güneş ışığına karşıda dayanıklıdır. Sürtünme direnci çok yüksek olduğundan tüylenme yapmaz. Esnekliği fazladır. Isıya dayanıklılığı yoktur. 75 °C derecenin üstündeki sıcaklıklarda önce kısalır ve daha sonra dayanıklılığı kaybeder. 115 °C yumuşamaya başlar. 

JÜT LİFLERİ 
Jüt lifleri dünyada pamuktan sonra en çok kullanılan bitkisel liftir bu liflerde pamuk gibi yıllık bitkilerden elde edilir. Kimyasal yapı olarak jüt lifi oldukça dayanıklı bir liftir yapısında şu maddeler bulunmaktadır: 
- % 60 selüloz, 
- % 26 hemiselüloz, 
- % 1 yağlar ve vakslar, 

Jüt lifi maliyetinin uygun olması ve iyi fiziksel özelliklece sahip olması nedeniyle nonwoven teknolojisinde çok sık kullanılır. Kullanım alanları; 
- Tafting yüzeylerde ara tabaka veya esas tabaka olarak, 
- Yer kaplamaları için temel malzeme olarak, 
- Döşemeliklerde dolgu malzemesi olarak, 

Jüt lifi oldukça rijit yapıya sahiptir. Basınç uygulanırsa şekil değiştirmez ve birbiri üzerinden kaymazlar. Fakat dezavantajları nem ve ısı etkisiyle lifin çürümesidir. Fakat buna rağmen sıkça kullanılmaktadır. Tülbent oluşumu ve oluşan tülbendin kuvvetlendirilerek sabitlenmesi Öğeleri nonwoven yüzey eldesinin ana temasını teşkil etmektedir. Bu bağlamda kullanım alanı ve özelliklerine göre mevcut tülbent oluşturma ve sabitleme yöntemlerinden uygun olanı seçilerek nonwoven mamul elde edilmektedir.

PAMUK 
Pamuk lifi yaş mukavemetinin yüksek olması ve kıvrımlı yapısından dolayı nonwoven ürünlerden özellikle temizleme alanında kullanılanlar için tercih edilebilmektedir. Fakat özellikle içermiş olduğu safsızlıklann çokluğundan dolayı ve bu safsızlıkların uzaklaştırılmasında yaşanan problemlerden dolayı son dönemlerde kullanımı oldukça azalmıştır. 

YÜN 
Yün lifi dış yüzeyinin pullu olması sebebiyle keçeleşme özelliğine sahiptir. Yün lifi ile yapılan kumaşların daha hacimli olduğu bilinmektedir. Ancak yün lifinin maliyeti ve içerdiği yoğun safsızlıklar kullanımım sınırlandırmaktadır. 

Dokunmamış Tekstil Yüzey Malzemeleri ve Tülbent Oluşturma Yöntemleri 
Poliamid, poliester, polivinilklorid, polipropilen, polietilen gibi çeşitli polimerler hijyenik ürünlerin günümüzde hala araştırmaya açık olan temel uygulamalarındaki birçok malzemenin imalatında kullanılmaktadır. 
Kuru serim: Bir tarama işleminin akabinde aşağıdaki yöntemlerden biriyle işlem devam ettirilir ve tülbent yüzey elde edilir. 
Paralel serme: Tarak makinesinin çıkışında oluşan tabakanın uzunlamasına yönde üst üste serilmesi işlemidir. 
Çapraz serme: Liflerin birbiriyle açı yapar şekilde yerleşmesi için tülbendin çapraz serilmesidir. 
Havalı serme: Tarama işleminden çıkan lifler hava akımıyla taşınır ve delikli davulun içine emilir. 
Islak serme: Kağıt yapımına benzer bir yöntemdir. Liflerin suyun içinde dağıtılmasın, liflerin suların akıtıldığı delikli plaka üzerindeki hareketleriyle tülbent oluşturmaları izler. 

Tülbendin kuvvetlendirilmesi(Sabitlenmesi): 
Emdirme: Birleştirici madde tülbende banyo içerisinde uygulanır ve kurutulur. Kumaş katılığını dengelemek için adım adım uygulanmalıdır, 
Sprey-Bağlama: Yapıştırıcı madde tülbent üstüne sprey olarak püskürtülür. Bu sayede tülbent sabitlenmiş olur. 
Dokunmamış yüzeylerin imalatı üç safhada gerçekleştirilebilmektedir: 
a) Çeşitli kimyasal katkıların ilavesi ile polimerlerin imali. 
b) Tülbent imali. 
c) Tülbentler kullanılarak dokunmamış tekstil yüzey imali. 

Dokunmamış tekstil yüzeyleri adından da anlaşılacağı gibi dokuma işlemi yapılmadan dört ayrı teknik ile imal edilmektedir. Dokunmamış tekstil yapılarının imalinden önce uzun ve tek ince iplikler küçük parçalar halinde kesilip stapel hale getirilir. Stapel elyaf hareketli bir konveyör üzerine gevşek bir şekilde istenilen gerginlikte biraz daha geniş bir alana yerleştirilir. Çeşitli yöntemlerle elyafın bağlanması sağlanır. 

A)Mekanik Olarak, İğneleme Metodu ile Lifler Arası Bağlantının Sağlandığı Dokunmamış Yüzeylerin Elde Edilmesi. İğneleme en eski dokunmamış yüzey elde etme tekniğidir denilebilir. Özetle açıklamak gerekirse: Liflerin oluşturduğu örümcek ağı şeklinde kabarık örtü tabakası iki tambur arasından geçirilir. Bu sırada gevşek ve bağsız haldeki elyafın oluşturduğu örtünün kalınlığı boyunca iğneleme yapılır. Kancalı iğneler lifleri tülbentin bir yüzünden diğer yüzüne doğru hareket ettirerek karmaşık bir yapı meydana getirir, iğneleme esnasında gevşek bir halde olan örtüyü oluşturan elyaf ve fılamentlerin bir kısmı iğnelere takılarak yukarı çıkar diğer bir kısmı yerinde kalır, iğnenin tekrar batması île lifler aşağı doğru çekilir, Bu şekilde liflerin ve ince ipliklerin birbirine mekanik olarak bağlanması gerçekleştirilmiş olur, iğneleme işleminden sonra örtünün kalınlığı azalır. Her bir iğne tabakası binlerce ince iğne uçlarından oluşur, iğne sayılarının azaltılıp çoğaltılması ile dokunmamış tekstilin hacim ağırlığı ve sıkılığı kolayca ayarlanabilmektedir. Dokunmamış tekstilin mekanik özellikleri lifler arasındaki sürtünmeye, tülbentin yoğunluğuna ve sıklığına, liflerin uzunluk ve birim hacim ağırlıklarına ve iğneleme hızına bağlıdır. Özellikle iğneleme yoğunluğunun (100 batış/cm2 veya 600 batış/cm² gibi) dokunmamış tekstil yapışma etkisi çok büyüktür. İğneleme ile elde edilen dokunmamış tekstil yapılarındaki bağlar esnek olduğundan deformasyon enerjisi oldukça yüksektir. Sonsuz elyafların kullanılması halinde daha kaliteli ve özellikle çekme mukavemeti yüksek olan dokunmamış yüzeyler elde edilmektedir. 

B)Sıcaklık Tatbik Edilerek Bağlantının Sağlandığı Dokunmamış Tekstil Yüzeylerinin Elde Edilmesi. Bu metotta, dokunmamış tekstil yapısında lifler arasındaki bağlantı ilave edilen termoplastik malzemelerin sıcaklık ve basınç altında eritilmesi ile sağlanır. Termoplastik malzemeler ısıl işlemden önce ve dokunmamış tekstilin kullanım amacına göre toz, iplik, film veya ağ şeklinde elyaf tülbentine ilave edilirler. Yapıştırıcı lif olarak Nylon 6, Kopoliamid, Polyester, PVA gibi maddeler kullanılır. Bu tip dokunmamış yüzeylerin nispeten daha düşük bir elastikiyete ve mukavemete sahip oldukları söylenebilir. Termoplastik maddeler ilave edilmiş olan tülbent basınç altında sıcak silindirlerden geçirilir veya fırın içinde ısıl işleme tabi tutulur. Her iki halde de amaç, lifleri değme noktalarında yapıştıracak kadar yeterli bir sıcaklığın uygulanmasıdır. Tülbentteki tüm kısa lif ve filamentlerin aynı erime noktasına sahip olmaları halinde yukarıda açıklanan ısıl işlem metodu risklidir. Bu sebeple heterofilament ve benzeri çift bileşenli liflerin geliştirilmesiyle sıcaklık uygulamalı dokunmamış yüzey elde etme tekniği daha çok önem kazanmıştır. Heterofilament yüksek erime değerli bir polimer çekirdek ve etrafında ortak eksenli daha düşük erime noktalı başka bir polimer ile sarılarak kılıf şeklinde meydana gelmiş çift bileşenli bir filamenttir. Lifler arası bağlantının sağlanması, dış yüzeydeki polimerin fırında daha düşük sıcaklıkla erimesi ile gerçekleşir. Çift bileşenli ve heterofilament lifler, tek bir lif şeklinde birleşmelerine rağmen iki veya daha fazla çeşit polimerden oluşabilir. Heterofilament elyafta çekirdek veya öz tabakayı çepeçevre saran düşük erime sıcaklıklı dış tabakanın uygun sıcaklıkta erimesi sonucunda lifler bağlanmakta ve dokunmamış yüzey elde edilmektedir. Merkezde düşük ısıda eriyen polimer kullanıldığında, içi oyuk fılamentler elde edilmektedir. Bu şekilde imal edilen dokunmamış yüzeyler su filtrasyonunda kullanılmaktadır. 

C)Kimyasal Yapıştırıcılar Kullanılarak Elyafların Birbirine Bağlanması ile Bağlantının Sağlandığı Dokunmamış Tekstil Yüzeylerin Elde Edilmesi, Bu tip dokunmamış yüzeyler, genellikle iğneleme metodu ile elde edilen dokunmamış yüzeylerdeki lifler arası aderansı artırmak için iğneleme işleminden sonra kimyasal bağlayıcıların tatbiki ile elde edilir. Elyaf tülbentine (web) veya iğneleme ile elde edilmiş dokunmamış yüzeye bir sıvı emülsiyon yapıştırıcı çoğu kez bir akrilik bağlayıcı daldırma, emdirme veya sprey yöntemleri şeklinde uygulanabilir. Bu uygulamadan sonra mevcut su kurutma ile giderilir. Kurutma işlemi bir fırın veya sıcak merdaneden geçirme şeklinde çabuklaştırılabilir. Kimyasal yöntem ile elde edilen dokunmamış yüzeylerin bağları rijit olduğundan uzama deformasyon enerjileri düşüktür, buna karşın aşınma dayanımı yüksektir. Bu metot ile elde edilen dokunmamış yüzeyler şifleri uniform olarak dağıldığından fıltrasyon uygulamalarında çok iyi sonuç verir. 

D)Eritilip Birleştirme (Spunbonded) Metodu ile Dokunmamış Tekstil Yüzeylerinin Elde Edilmesi, Dokunmamış yüzey imalatının elyaf imalatı ile birleştirilmesi şeklinde kısaca tarif edilebilir. İmalatta, dokunmamış yüzeylerin ana maddesi olan polimerlerden en çok PP, PES veya PA kullanılmaktadır. Polimer imalatından dokunmamış yüzey imalatına kadar olan tüm işlemler bir defada yapılmaktadır. Bu metotla dokunmamış yüzey elde etme, eriyikten çekilen fılamentlerin bir taşıyıcı band üzerine yerleştirilmesi ve daha sonra yüzeylerin katılaşması şeklinde özetlenebilir. Liflerin birbirine yapışması böylelikle kendi kendine sağlanmış olmaktadır. Heterofilament ve çift bileşenli lifler bu metotla da kullanılabilmektedir. Elde edilen dokunmamış yüzeyler temel hijyenik ürünlerde oldukça fazla tatbik sahası bulmuştur. %100 PES veya PP malzemeden yapılmış sonsuz filamentler kullanılarak elde edilen dokunmamış yüzey bu metotta, filamentlerin sıkılıp çekilmesi (extrusion) esastır. Kısa elyaf kullanılmasındakine karşın sonsuz filament kullanılması halinde daha yüksek yırtılma mukavemeti ve iyi sıklık özellikleri elde edilmektedir. PES 'in PP ile karşılaştığında bazı üstün özellikleri; daha yüksek şekil değiştirme modülü ve plastik akma stabilitesi, yüksek kopma mukavemeti, erime sıcaklığı 260 °C olduğundan yüksek sıcaklıklara dayanım, depolamada önem kazanan ışığa karşı daha az hassasiyet, filtrasyon ve drenajda bir avantaj olan daha iyi ıslanabilme özelliği şeklinde sıralanabilir. Dokunmamış yüzeylerde dikkat edilmesi gereken bu iki ayrı özellik, dokunmamış yüzeylerin imalinde kullanılan polimerlerin özelliğine ve dokunmamış tekstil yapışım oluşturan imalat tekniğine yakından bağlıdır. Ayrıca, dokunmamış tekstil yapılarının zehirli madde ihtiva etmemeleri de gerekir. Fiziksel, mekanik ve kimyasal özellikler dokunmamış tekstil yüzeylerin cinslerine göre belli esaslara dayandırılarak yapılacak bir seri test programı ile tayin edilebilir. 

Dokunmamış Tekstil Yüzeylerin Birim Alan Ağırlığı 
Dokunmamış tekstil yüzeylerin en önemli özelliği gr/m² birimi ile ifade edilen alan ağırlıdır. 250 gr/m² değerinin altında olan tekstillerde hafif ağırlıklı tekstiller adı verilir. Örneğin dokunmuş tekstiller, iğneleme veya sıcaklıkla aderans kazandırılmış ince dokunmamış yüzeyler hafif ağırlıklı tekstiller sınıfına girerler. Birim alan ağırlığı, dokunmamış tekstil yüzeylerinin diğer özellikleri ve fiyatı için bir gösterge ve iyi bir ölçü değeri olmaktadır. Dokunmamış yüzeylerin birim alan ağırlıklarının çekme mukavemetine etkisi olduğu kadar yırtılma ve zımbalama mukavemetine de etkisi vardır. Tekstil içinde saplanması için gerekli kuvvet tekstilin birim ağırlığı arttıkça artmaktadır. Ağır tekstillerin zımbalama ve ani yırtılmalara karşı mukavemeti daha fazladır. Dokunmamış yapılı tekstillerin birim alan ağırlıkları arttıkça boşluk oranı ve kendi yüzeylerine dik yönde su geçirme kabiliyeti azalmaktadır. Dokunmamış yapılarda birim alan ağırlığı yanında tekstil ve polimerlerin relatif yoğunluklarının da dikkate almak gerekir. 

Dokunmamış Tekstil Yüzeylerinde Boşluk Oranı 
Dokunmamış yüzeylerin uygulamalarında dikkate alınması gereken en önemli özelliklerden bir tanesi içindeki boşlukların oranı, dağılımı ve boyutlarıdır. Dokusuz yüzey ürünlerde kullanılan dokunmamış yüzey, suyu geçirdiği halde zemin taneciklerini hiçbir zaman geçirmemelidir. Dokunmamış bir yüzeyde boşlukların ölçüşü belli bir değer olarak değil belli bir aralık olarak alınır. Boşluk oranı veya boşluk dağılımı olarak adlandırabileceğimiz tanım ise zeminlerdeki tane dağılımına benzer bir şekilde ifade edilebilir. 

Dokunmamış Tekstil Yapılarında Yüzey Pürüzlülüğü 
Özellikle zemin ile dokusuz tekstil yüzeyleri arasında meydana gelen sürtünme kuvveti önem kazanmaktadır. Zemin ile tekstil yüzeylerinin arasında meydana gelen ve kaymaya karşı koyan bu kuvvet tekstil yüzeyinin pürüzlülüğüne yakından bağlıdır. Tekstil yüzeyin boşluk boyutları ile temas ettiği zemin tanelerinin birbirine yakın boyutta olması tekstil ile zemin arasında oluşan aderansı artırdığı tespit edilmiştir. 

Kısa ve Uzun Süreli Uygulanan Çekme Gerilmeleri Altında Dokunmamış Yüzeylerin Şekil Değiştirmeleri, Dokunmamış tekstil yüzey örnekleri üzerinde yapılan çekme testleri ile, tekstil malzemelerinin çekme gerilmelerine karşı mukavemetleri ve uzama deformasyonların tayin edilebilir. Çekme testlerinde elde edilen sonuçlar testte kullanılan tekstil örneğinin boyutuna, test ortamındaki sıcaklığa, uygulanan çekme kuvvetindeki artma hızına v.b. etkenlere göre farklılık gösterir. Test örneklerinde dikkate alınacak boyutlar gerçek uygulamalar düşünülerek tespit edilirler, test örneklerinin eni, boyuna göre çok farklı olmamalıdır, aksi halde gerilme yığılmaları nedeni ile aşırı uzamalar ölçülerek gerçek sonuçlardan uzaklaşılır. Polimerlerin viskoelastik malzemeler olduğuna dikkat edilirse, çekme testinde elastik uzama ile birlikte sünme şekil değiştirmeleri de ölçülmesinin gerekliliği anlaşılır. Sıcaklık artması ise sünme miktarını artırır. Bu sebeple, testte kullanılacak çekme örneklerinin enine boyuna boyutlarının oranı en az iki olarak alınması ve çekme testlerinin normal sıcaklıkta yapılması önerilmektedir. Zira bu uygulamalarda tekstil yüzeye etkiyen yük süreklidir. Bu nedenle, bu tip aynı şiddetli ve sürekli olarak etkiyen yükleme durumları için süreli etkitilen çekme kuvveti altında tekstilin davranışı incelenmelidir. Uzun süre aynı yüke maruz kalacak tekstil uygulamalarında, tekstil yüzey kopmak ve projelendirme safhasında kabul edilen uzama limitlerim de aşmamalıdır. Uzun süre aynı yüke maruz kalacak uygulamalarda, tekstil malzeme seçimi için uzun süre aynı yük altında deformasyonları ölçülmek suretiyle tekstil örnekleri üzerinde sünme (creep) testleri yapılmalıdır. Aynı şiddetli bir sabit çekme kuvvetinin etkisi altında tekstil yüzeylerin zamanla uzama deformasyonlarının arttığı söylenebilir. 

Su Geçirimliliği 
Dokunmamış yüzeylerde hijyenik ürünlerde kullanılan diğer tekstil yüzeyler gibi kendi düzlemlerine dik yönde gelen su akımını geçirirler. Su geçirimlilik özelliğinin belli bir dokusuz tekstil yüzey için Darcy Kanunu'na tabi olduğu söylenemez ve bu sebeple belli bir katsayı ile ifade edilmemektedir. Bu tekstil yüzeyinin içindeki su akımının laminer olmamasından kaynaklandığı şeklinde izah edilebilir.
Dokunmamış yüzeylerdeki su geçirgenlik kabiliyeti, dokunmamış yüzeyin kalınlığına boşluk oranına ve yüzeye dik yönde etkiyen yükün şiddetine bağlıdır. Bu yüzeylerdeki su geçirgenliği, belli bir su basıncı altında bir metrekarelik tekstil yüzeyin içinden geçen su akışının hızıdır şeklinde tanımlanmaktadır. Su geçirgenlik birimi olarak litre/saniye/m² kullanılmaktadır. 

Nemli Temizleme Bezleri ve Pedler 
Nemli temizleme bezlerinin mükemmel koruyucu, ambalajlama ve atılabilme kolaylığı ve özelliklede kullanım kolaylığı, hızlı talep artışının başlıca nedenleridir. Kullanılan orijinal türleri önceleri kağıt dokudan yapılmasına karşın günümüzde, yüksek hacimli nonwoven kumaşlardan yapılmaktadır. Nonwoven kumaşların avantajı yüksek emme ve tutma kapasitesinin yanında daha mukavemetli olmalarıdır. Özel bitimli kumaşlar genellikle medikal alanda kullanılır. Örneğin temizleme bezleri, makyaj öncesi cilt temizleme bezleri kabarıkları, yanıkları, hemoroiti önlemek ve el temizliğinde kullanılır. Medikal müdahalelerde, perilerin büyük olması çok önemli değildir. Örneğin enjeksiyon öncesi veya kan nakli öncesi cildin tamamen temizlenmesi için alkolle ıslatılmış küçük bir ped yeterlidir. Kağıt doku ile kıyaslandığında nonwoven kumaşlardaki talep artışının nedeni, kolay kullanım ve konfor özellikleridir. Nonwoven kumaşlardan yapılmış hijyen ürünlerinin , uluslar arası özellikleri olmamasına karşın, tekstil ürünlerinde tüketicinin talep ettiği gerilme dayanımı, uzama, ıslak mukavemet, yırtılma dayanımı veya patlama dayanımı gibi kriterleri kumaş oluşumunda göze almak durumundadır. Bitmiş ürün steril olarak ambalajlanmalıdır veya alternatif olarak müşteri ürünü sıcak hava veya buharla sterilize etmelidir. Düşünülmesi gereken diğer kriterler, hava ve su geçirgenliği, absorb etme, aşınma direnci, bükülme gibi özelliklerdir. Ayrıca tasarımda kullanım özellikleri de göz önünde bulundurulmalıdır. 

Yüz Maskeleri 
Basit yüz maskeleriyle hijyenik koşulları sağlamak mümkündür. Yaş çekim, kuru çekim veya emdirme ile katlanmış veya şekillendirilmiş nonwoven kumaşlardan yapılır. Burnu ve ağzı kapatırlar. Maskenin takılmasını sağlayan şeritlerde aynı veya benzer materyallerden yapılır. Ya üretim esnasında ya da daha sonra dikilerek maskeye birleştirilirler. Efektif maskeler enfeksiyon yayılmasını önlemede yüzde 85 ile yüzde 99 arasında etkilidir. Çok iyi bir filtre tabakasıyla efektiflik derecesi kazandırılır. Bu tabaka ekstra cam lifleri veya iyileştirilmiş tekstil liflerinin her iki tarafının konvensiyonel nonwovenlar ile kaplanmasıyla oluşturulur. Lifin kalınlığı yaklaşık 10 milimikrondur ve orta tabakanın gramajı 10 ile 100 g/m² arasındadır. Bu değer üretim metoduna, vatka yapışma, lifin kesit şekline ve elektrik yüküne bağlıdır. Polipropilen, polistiren, polikarbonat ve diğer polimer lifleri cam liflerinden daha uygundur. Bunlar spun-bond vatkalarından veya solventlerden elektrostatik çekimle yapılır. Son metot düşük gramajlı vatkalarda yüksek efektiflik derecesi sağlayan kabul edilebilir üniform bir vatka yapışı oluşturur. Aynı yapıyı oluşturmak için henüz başka bir yöntem bulunamamıştır. Sentetik lifler yüksek çalışma dayanımları yüzünden bozulmaya dirençlidir. Bu nedenle hassas çalışmalarda, örneğin gaz maskeleri ve soluk alıp verme aparatları için uygundur. Solunan havanın kirlenme riskini ortadan kaldırırlar. Endüstriyel kullanımlarda hava tozdan arındırılmış olmalıdır. Bunu sağlamak için maske yüzü uygun olarak kapatacak şekilde ve elastik olmalıdır. Hava direnci mümkün olan en düşük seviyede tutulmalı ve efektiflik yüksek olmalıdır. Koruyucu kaskların soluk alıp verme filtresi içinde ayni ifade geçerlidir. Orta derecede iyi ve kompozit sentetik liflerden üretilmiş nonwovenlardan elde edilen soluk alıp verme ve yüz maskeleri için yakın gelecekte daha ilginç ve yeni kullanım alanlarının bulunacağı tahmin edilmektedir. 

Pamuk Bitki Özellikleri

Pamuk bitkisi. 
PAMUK 
Pamuk Bitki Özelikleri, Toprak İsteği, Ekim, Bakım ve Gübreleme; Hem lifi hem de yağı için yetiştirilen pamuğun lifleri sanayinin temel hammaddesidir. Malvaceae familyasından Gossypium cinsine ait 20 tür vardır. Bunun dört tanesi kültür türü olup, ikisi yeni dünya, ikisi eski dünya pamuğu olur. 
1. Eski Dünya Pamukları (Gossypium herbaceum ve Gossypium arboreum); Dünyada ilk kültüre alınan pamuklardır. Her iki türde diploid olup, 2n=26 kromozomludur. Lifleri kısa (18-23 mm) ve kalın, kozaları kapalı, verimleri düşük, daha çok dolgunluk ve kaba iplik dokuma amacı ile kullanılırlar. Soğuğa dayanıklı olmaları nedeniyle elverişsiz iklim koşullarına sahip bölgelerde yeni dünya pamuklarının yerine tercih edilmektedir. Ancak lif uzunlukları kısa olduğu için dokuma kalitesi iyi değildir. 
2. Yeni Dünya Pamukları (Gossypium hirsitum ve Gossypium barbadense), Her iki türde tetraploid olup, 2n=52 kromozomludur. Açık kozalıdırlar. Üzerinde tarımı en fazla yapılan pamuk türü olup, Amerikan Upland pamuk çeşitleri bu grupta yer alır. Sıcak ve sulama imkanı bol olan bölgelerde yetiştirilmektedir. Tekstilde çok ince iplik ve dokumalar hariç normal kalite için uygundur. Dünya pamuk lifi üretiminde yedinci sırada olmamıza rağmen gelişen dokuma sanayimizin talep ettiği miktarı karşılamada yetersiz kalmadığı için her yıl pamuk lifi ithal etmek zorunda kalmaktayız. Pamuk bitkisi tek yıllık, kazık köklü, sap üzerinde almaşıklı olarak dizilmiş 3-5 parçalı yaprakları olan bir bitkidir. Ana ve yan dallarda her yaprak koltuğunda 2 tip tomurcuk çıkar. Tam ortadan çıkan merkezi tomurcuk odun dalı, yandan çıkan lateral tomurcuk ise, meyve dalı meydana getirir. Meyve dalları ana sapa dik olacak şekilde zikzaklı gelişirler, her birinin üzerinde 1-8 adet arası çiçek oluşur. Çiçek tomurcuğuna tarak denir ve her bir tarağın dışında 3 adet üçgen şeklinde çanak yaprak, bunların altında gerçek çanak yaprağı bulunur. Ayrıca 5 adet taç yaprak, 40-50 adet erkek organ ve 3-5 karpelli (6-10 gözlü) yumurtalık vardır. Her bir göz bir tohum oluşturur. Bin tane ağırlığı ortalama 80-125 gr kadardır. Pamuk kendine döllenen (outogam) bir bitki olmasına karşın, rüzgar ve böcek yoğunluğuna göre yabancıda tozlaşabilir. Türkiye’de her yıl pamuk ekimi yapılan bölgelerde yaygın olarak aynı tarlada sürekli pamuk yetiştirilmekte, çok az pamuk-buğday-pamuk ekim nöbeti uygulanmaktadır. Pamuk; havalanması, drenajı iyi olan 6,5-7,5 ph’ya sahip tınlı, tınlı-kum ve killi-tınlı olan alüviyal topraklarda iyi yetişebilmektedir. En iyi pamuk ekimi kombine mibzerlerle yapılır. Pamuk tohumları ekildikten sonra gelen yağışlarla toprak kaymak tutmuş ise tabakası kırılmalıdır. Pamuk yetiştiriciliğinde en ekonomik gübreleme, dekara 8 kg saf N, 5 kg saf, P2O5 ve 4,5 kg saf K2O verilmelidir. Belli başlı pamuk hastalıkları olarak fide hastalıkları ile solgunluk hastalığı, köşeli yaprak leke hastalığı başta gelir. Pamuk zararlıları ise beyaz sinek, yaprak biti, kırmızı örümcek, yaprak piresi ve yaprak kurdudur. 

PAMUĞUN KULLANILDIĞI ALANLAR 
İplikçilikteki klasik kullanışı dışında pamuğun kimya sanayisinde, yağ sanayisinde ve suni tekstil maddeleri yapımında geniş bir kullanım alanı vardır. Bunun sebebi saf bir selüloz kaynağı olmasıdır. Ayrıca taranmış halde hidrofil pamuk olarak tedavi maksadıyla da kullanılır. Pamuğun küspesi ise hayvan besiciliğinde kullanılmaktadır. Görüldüğü üzere pamuk ihracatı ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. 

LİF BİTKİSİ OLARAK PAMUK 
Pamuk çok önemli bir lif bitkisidir. Pamuk lifi, pamuk mahsulünün ekonomik değerinin % 85’ini teşkil etmektedir. Pamuk lifi tekstil sanayisinde ham madde olarak kullanıldığı için büyük önem taşımaktadır. Sentetik ve rejenere lif üretimindeki artışlar nedeniyle toplam lif üretimindeki payı oluşmaktaysa da, pamuk lifi özelliklerinde yapay lif elde edilemediğinden vazgeçilemez bir lif bitkisi olan pamuk ekonomik olarak Türkiye’de ve dünyada ki önemini korumaktadır. Lif karakterlerine göre pamuklar dört grup altında toplanırlar. 
-Kısa Lifli : Bu pamuklar kısa ve kalın olduklarından kaba mamullerin yapımında kullanılır. Dünya toplam pamuk üretiminde % 5-10’unu kapsar. 
-Orta Lifli: Dünya üretiminin % 80-85’ni kapsar. 
-Uzun Lifli: Dünya üretim miktarları yaklaşık 1,8 Milyon tondur. Ancak ülkemizde pek kullanılmamaktadır. 
-Çok Uzun Lifli: Tekstil endüstrisinde ince mamullerin yapımında kullanılır. Ancak yetiştirilmesi için özel iklim şartlarına ihtiyaç vardır. Ülkemizde pamuk pazarlamasında sadece lif derecesi dikkate alınmaktadır. 

TÜRKİYE’DE PAMUK ÜRETİMİ VE PAMUK ÜRETİM BÖLGELERİ 
- Ege Bölgesi: Gediz, Büyük-Küçük Menderes ve batı Akdeniz Havzaları 
- Çukurova Bölgesi: Seyhan, Ceyhan, Asi havzaları 
- Antalya Bölgesi: Antalya, Finike, Kalkan, Serik, Manavgat ve Alanya Ovaları - Diğer Bölgeler: Güney Doğu, Meriç, Susurluk; Aras, Dicle, Fırat havzaları. 
Ege Bölgesinde Üretim: Yurdumuzda en kaliteli diyebileceğimiz pamuk bu bölgemizde üretilmektedir. Bölge pamuğuna olan yurt içi ve yurt dışı talepte bunu doğrulamaktadır. 
Çukurova Bölgesinde Üretim: Çukurova bölgesinde üretim son yıllarda etkili olan hastalık ve zararlıların etkisiyle, bu bölgemizde pamuk ekiminin ekonomik olmaktan çıkması nedeniyle düşmüştür. Bu bölgede olaydan en fazla etkilenen ilimiz pamuk depolarından biri olan Adana ili olmuştur. 

TÜRKİYE PAMUK TÜKETİMİ 
Nüfus artışıyla birlikte günün şartlarına göre değişkenlik arz eden tüketim miktarları yıldan yıla sürekli artış göstermektedir. Bir endüstri bitkisi olan pamuk dokuma, tekstil ve yağ sanayisinin ham maddesidir. Özellikle ülkemizde bu alandaki fabrikaların artışıyla pamuk tüketimi artmaktadır. 

TÜRKİYE PAMUK İHRACAT VE İTHALAT DEĞERLERİ 
Yıllara göre ihracat ve ithalat rakamlarımız incelendiğinde, karşılaşılan ilk önemli nokta yıllara göre çok büyük dalgalanımların görülmesidir. Pamuk ihracatının getirisi kilogramda 1 $ iken, pamuk ipliğinin 3 $ pamuklu konfeksiyon ürünlerinin ise 20 $’dır. Türkiye ihracat gelirlerini artırabilmek için pamuk gibi ham madde değil, pamuğun işlenmiş ürünlerinin ihracatına önem vermelidir. Hem ihracattaki hem de ithalattaki bu dalgalanmalar uygulanmakta da ekonomik politikalardan kaynaklanmaktadır. Devlet tarafından saptanan fiyatlarla dünya fiyatları arasındaki uyumsuzluk zaman zaman önemli ölçüde pamuk ham maddesinin ihraç edilmesine, bazı yıllarda ise milyonlarca dolar ödenerek pamuk ithal edilmesine sebebiyet vermektedir. 

PAMUK SANAYİ 
Pamuk, dokuma, tekstil ve yağ sanayisinin ham maddesidir. Türkiye'nin ekonomisine ihracatı ile büyük katkı sağlayan pamuk bu sanayi kollarında ham madde olarak kullanılmasıyla da büyük önem taşımaktadır. 

PAMUKLU DOKUMA SANAYİ 
Türk tekstil sanayi Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra faaliyete başlamış, ilk aşamada Sümerbank tarafından dokuma ve eğirme alanlarında yatırımlar yapılmıştır. Türkiye 1920'li ve 1930'lu yıllarda yeterli işletme kapasitesine sahip olmadığı için hem pamuk ihraç edip hem de işlenmiş ürün ithal eden bir ülke konumunda idi. Özellikle 1950'li yıllarda önemli aşama kaydeden Türk Tekstil Endüstrisi kendi pamuğun büyük ölçüde işleme kapasitesine sahip olarak dünya pazarlarında güçlü bir ülke konumuna gelmiştir. Dışa açılma savaşı veren Türk sanayisinin en önemli ve en önemli sektörlerinden birisi tekstil sektörüdür. Pamukta ham madde bu sektörün temel taşı özelliği korumaktadır. Bu açıdan devletin pamuk üretimine ve üreticisine özel önem vermesi gerekmektedir. 

PAMUK İPLİĞİ SANAYİ 
Pamuk ipliği sanayi hem bez, havlu, örgü ve halı dokumacılığında kullanılmaktadır. Yurt içi pamuk üretim, maliyet ve satış fiyatlarının yüksekliği bazı ülkelerin kota uygulaması gibi nedenler pamuk ipliği ihracatının azalmasına neden olmaktadır. Pamuk ipliği yapılmasının en önemli nedeni ise, iplik fiyatlarının yurt dışı pazarlarda, yurt içine oranla daha düşük olmasında ve yurt içi fiyatların dış fiyatlarla dengelenmek istemesinden kaynaklanmaktadır. Geçmiş yıllardaki ham pamuk ihracatı yerini son yıllarda iplik, bez ve konfeksiyon ihracatına bırakmıştır. 

PAMUK YAĞI SANAYİ VE ÇİĞİT 
Bitkisel yağ üretimimizde önemli payı olan ürünlerden birisi de pamuk tohumunun çekirdeği olan çiğittir. Çiğit pamuğun yan ürünü olması sebebiyle üreticiye ek gelir sağladığından üreticinin ekim tercihini pamuk yönünde kullanmasına da olumlu yönde etki etmektedir. Pamuk tohumunda % 18-20 oranında yağ elde edilmekte olup pamuk bitkisi ağırlık olarak liften çok çiğit vermektedir. Pamuk tohumundan yağ çıkarıldıktan sonra geriye kalan proteine zengin küspe hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir. Pamuk yağı ihracatımızın büyük kısmı İsrail'e olup, ithalatın büyük kısmı ise ABD'den yapılmaktadır. 

İpek Böceği'nin Yaşam Evreleri ve Hayat Döngüsü

İpek Böceğinin Yaşam Döngüsü. 
İpek Böceği'nin Yaşam Evreleri ve Hayat Döngüsü (Tırtıl, Koza, Kelebek) 
İpekböceği; milyonlarca yıldır yeryüzünde bilinen en sağlam ipliklerden birini üretiyor. Bu böceğin yumurtaları bir yıl uyuyarak canlanmayı bekliyor yeni doğanları ise kısa sürede ilk ağırlığının 30.000 katına çıkarak mucizevi bir gelişim gösteriyor. Binlerce yıldır insanların en güzel ve en narin olarak değerlendirdikleri nadide kumaşların dokunduğu ipliği üretmek için kendini ördüğü bir kozanın içine hapsediyor. Bu süre içinde böceğin kendisi de bambaşka bir görünüm kazanarak bir mucizenin adını alıyor, ipek böceği mucizesi. 

Yumuşaklığı ve parlaklığıyla yüzyıllardır en çok tercih edilen kumaşlardan biri olan ipek; ipek böceği tırtıllarının ördüğü kozalardan yapılır. Bu mucizevi canlılar ilginç bir şekilde yalnızca dut yaprağı yerler. Dut ağacı yapraklarından başka hiçbir şeyle beslenmezler. İpek böceği tırtılları gelişimlerini tamamlayınca kelebek olmak için koza örmeye başlarlar. Sonunda da kendilerini bu incecik ipek ipliklerden örülmüş kozalarına hapsedip uykuya dalarlar. Önce görünürde yalnızca minik bir tırtılla başlayan bu sürecin sonunda tırtıl kaybolurken ortaya ipekten örülmüş bir koza ile bir kelebek çıkmaktadır. 

İpeğin Tarihi 
Tarihi kayıtlara göre ipek ilk defa Çin'de bulunmuştur. M.Ö 206'da başlayan Han Hanedanı dönemlerinde daha önce pek önemli olmayan ipek ülkenin gelir kaynağı haline gelerek uygarlığın önemli simgelerinden biri olmuştur. İpek değerli bir madde olduğu anlaşıldıktan sonra para birimi olarak da kullanılmıştır. Devletin ödemelerinde ve yapılan hizmete karşılık ödül olarak verilen ipek tıpkı altın gibi saklanmış ve gittikçe değer kazanmıştır. Başka ülkelerle Çin arasındaki anlaşmalar ipekle çözüm bulmuştur. O dönemde dünya ticaretinin dolaştığı tek kervan yolu olan "İpek Yolu" da adını taşınan en değerli ticaret malı olan ipekten almıştır. 

Tırtıldan Kelebeğe 
İpek böceklerinin yeryüzünde birçok farklı türü (ırkı) bulunmaktadır. Türkiye'de; Bursa Beyazı Alaca, Bursa Beyazı ve Hatay Sarısı tescilli ipekböceği ırklarıdır. Bazı farklılıklar dışında hepsinde ortak olan dönemler; yumurta dönemi larva dönemi koza örme devresi ve ergin-kelebek dönemidir. 

Bir Sene Bekleyebilen Yumurtalar 
İpek böceklerinin bir türü (univoltin ırk) sadece ilkbaharda yumurtlar ve bu türün verdiği yumurtalar diğer ilkbahara kadar bekler. Başka bir tür (bivoltin ırk) ise yumurtalar ikinci yumurtlama için beklemeye girmeden 11-12 günlük kuluçka devresi geçirerek yumurtadan çıkarlar. İkinci neslin verdiği yumurtalar ise bekleme dönemine girerek kışı geçirir ve ilkbaharda tekrar canlanırlar. Hindistan Tayland gibi yetiştirildiği bölgelerin sıcak olması nedeniyle multivoltin ırklardan bir yılda 7-8 nesil elde edilebilir. Burada ilk akla gelen soru kuşkusuz bir yumurtanın bir yıl nasıl canlı kalabildiğidir. Tıpkı tohumların toprağa ekilip nem sıcaklık karanlık gibi uygun koşullar sağlandığında filizlenerek bitki ağaç haline gelmesi ve bu ana kadar uykuda olması gibi ipek böceği yumurtaları da bir sonraki ilkbahar mevsimine kadar uykuda kalırlar. 

Deri Değiştiren Larvalar 
Yumurtadan çıkan larvalar iklim ve hava şartlarına bağlı olarak süresi değişen larva döneminde 4 defa deri değiştirirler. Larvalar yem yeme safhasında çok iştahlıdırlar ve sürekli taze dut yaprağı yerler. Deri değiştirme (uyku) safhasının başlangıcında yemek yemeyi keserler ve durgunlaşırlar. Dinlenmek için yer ararlar. İpeğimsi bir madde salgılayarak yapraklar üzerine tutunurlar başlarını yukarı kaldırarak hareketsiz bir şekilde dururlar. Deri değiştiren larvaların vücudu ise büyümüştür. Başları da vücutlarına oranla artık daha büyüktür. Yem yeme safhasında parlak ve gergin olan deri deri değiştirme sonrası gevşer buruşur ve solgunlaşır. 9-10 günlük bir ipek böceği hemen hemen yumurtadan çıkış ağırlığının 10.000 katına ulaşmıştır. Üstelik bu gelişme 20-25 gün gibi kısa bir süre içerisinde oluşmuştur. Böcek erginleştiğinde genellikle 7. ila 9. günlerde yem yemeyi keser, başını yukarı kaldırarak sallamaya ve oldukça nemli bir sıvı salgılamaya başlar. Göğüs ve karın bölgesinin yarı şeffaf olması nedeniyle vücudunun hemen hemen %40'ını kaplayacak şekilde genişlemiş olan ipek bezleri deri altında fark edilebilir. Sindirim kanalının boşaldığı ve larvanın kehribar rengini aldığı bu aşamada ipekböcekleri artık koza örmeye hazırdır ve askıya alınmaları için toplanmaları gerekir. 

Koza Örme Devresi Başlıyor 
Yumurtadan çıkan ipek böceği tırtılı; önce büyük bir titizlikle seçtiği askı olarak kullanacağı dallardan birine çıkarak kendini aynı iplikle oraya bağlar. Daha sonra salgıladığı ipeğe sarılmaya ve koza örmeye başlar. Multivoltin ırklarda 2-3 gün uni ve bivoltin ırklarda 3-4 gün içerisinde koza örme işlemi biter. İpek böceği ipliğini çıkardığı sürece başını 8 çizer gibi sürekli oynatır kozanın bir bölümünden diğer bölümüne geçerek örme işlemine devam eder. Başı dönmeden ve dengesini hiç kaybetmeden yaptığı bu hareketi 3-4 gün süresince toplam yaklaşık 130.000 kez tekrarlamaktadır. İpek üretimi sona erdiğinde ve bezler boşaldığı: koza örmenin 4. veya 5. gününde krizalit haline dönüşen ipekböceği 8-14 gün süren krizalit devresinde metamorfoza uğrayarak kelebek haline dönüşür. Kelebek alkali yapıdaki salyası yardımıyla kozayı delerek dışarı çıkar. 

Nonwoven (Dokusuz) Tekstil Yüzeyleri

Dokusuz Yüzeyli Kumaş (Nonwoven) 
Nonwoven (Dokusuz) Tekstil Yüzeyleri 
Dokunmamış yüzeyler, dokuma ve örme olmayan, özel kullanımlar için imal edilen ve kullanım süresine göre maliyeti çok düşük olan çeşitli metotlar yardımıyla yüzey oluşturularak elde edilen teknik tekstil ürünleridir. Sıvı çekici, sıvı itici, esnek, sağlam, yumuşak, gergin, yanmayı geciktirici, filtre edici, antibakteriyel ve daha pek çok yeni kazandırılan özellikleri olabilir. Dokunmamış tekstillerde, ana hammadde elyaftır. Elyaf doğal veya sentetik olmak üzere ikiye ayrılır. Kullanımda ise devamsız elyaf veya devamlı elyaf (filament) olarak kullanılabilir. Dokunmamış yüzey; kesikli veya filament halde, doğal ya da yapay liflerden oluşturulmuş, kağıdı kapsam dışına alan, ipliğe dönüştürülmemiş ve bir çok bağlama tekniklerinin herhangi birisi ile bağlanmış kumaş (yüzey) olarak da tanımlanabilir. Kağıt ile dokunmamış yüzey arasındaki farkı anlamak için malzemenin tanımlanması gerekir. Malzeme aşağıdaki özelliklere sahipse dokunmamış yüzey olarak tanımlanabilir. Bu tanım EDANA (European Disposables and Nonwoven Association-Avrupa Tek Kullanımlık Ürünler ve Dokunmamış Yüzeyler Birliği) ve INDA (The Association of the Nonwoven Fabrics Industry - Dokunmamış Yüzey Kumaş Endüstrisi Birliği) tarafından yapılmıştır. 
a) Lifli miktar dokunun % 50’den fazlasını meydana getiriyorsa uzunluğun çapa oranı 300’den daha büyük olan lifler kullanılıyorsa bu kumaşlar dokunmamış yüzey olarak isimlendirilir (kimyasal olarak düzenlenmiş bitkisel lifler hariç). 
b) Dokunun lifli miktarı toplam kütlenin % 30’undan daha fazlaysa ve aşağıdaki kriterlerden birini veya ikisini yerine getiriyorsa bu kumaşlar dokunmamış yüzey olarak isimlendirilir. Kullanılan lif özellikleri yukarıdaki “a” şıkkı ile aynıdır. Kriterler ise: Uzunluğun çapa oranı 60’den fazla veya Dokuma yoğunluğu 0,4 g/cl değerinden az olması. 

Dokuma ve örme gibi klasik kumaş üretim yöntemlerinin teknik gelişimi hala devam etmektedir. Ancak klasik metotlarda iplik üretimi, daha sonra kumaş olarak dokuma ve örme işlemleri çeşitli pahalı ve zaman alan işlemlerin yapılmasını gerektirmektedir. Bu yüzden verimliliği artırmak ve maliyeti azaltmak amacıyla birkaç tane klasik olmayan kumaş üretme metodu geliştirilmiştir. Bu kumaşlar, genel olarak dokunmamış yüzey olarak adlandırılmaktadır. Dokunmamış yüzey terimi esas olarak; bir yapıştırma maddesi uygulanarak veya içerikte olan termoplastik elyafların yapıştırılmasıyla birlikte tutulan tekstil elyaflarından yapılan malzeme kategorisini tanımlamaktadır. Bu ürünler klasik iplik, dokuma veya örme makinelerinde işlem görmemiştir. Dokusuz yüzey kumaşların üretimi iplik hazırlığı, çözgü hazırlığı terbiye v.b. aşamaları içermediğinden daha kısa sürmekte bu nedenle üretim maliyeti düşük olmaktadır. Dokunmamış yüzeylerin örme ve dokuma ürünlere göre bir avantajı, gevşek elyafları kumaşa dönüştürme işleminin yüksek hızıdır. Dokunmamış yüzeyler hem üretici hem de tüketiciye bir çok avantaj sunmaktadır. Zira bunlar genel olarak daha hızlı ve ucuz olarak üretilebilmekte ve kullanıldıktan sonra atılabilmektedir. Geçmiş yıllarda üretimi büyük oranda artmış olan dokunmamış yüzeylerin kullanım alanları sayısızdır: kullanımdan sonra atılan temizleme bezleri ve havlulardan daha dayanıklı ve yıkanabilen yatak çarşafları ve yastık kılıflarına, perdeler, giysilerin telaları, ayakkabı astarı, endüstriyel filtre ve tıbbi malzeme için kumaşlar, ayrıca daha yakın tarihlerde bluz, etek ve hatta dış giysi için kumaşlar üretilir. ASTM (American Standarts for Testing Materials)’e göre dokunmamış yüzey yüzeyler doğal veya sentetik liflerin mekanik, kimyasal, ısı ve eritken yollarla veya bunların bir birleşik yoluyla birleştirilmesi sonucunda üretilen yapılar olarak tanımlanmaktadır. Başka bir deyişle, dokunmamış yüzey ürünler, ipliğe dönüştürülmemiş ve yukarıda belirtilen çeşitli yöntemlerle birbirine tutturulmuş doğal veya sentetik elyafların ya da sonsuz elyafların (filament) özel bir dokusu, yaprağı veya yüzeyidir. Bu tanımlamaya göre, iplikten imal edilen geleneksel tekstil malzemeleri dokunmamış yüzey ürünler kapsamına girmez. Boyutsal değişmezlikleri, katlanmaya dayanırlıkları, yüksek kopma ve yırtılma mukavemetleri dikkate alındığında kağıt ürünler de dokunmamış yüzey tanımının dışındadır. Bununla birlikte dokunmamış yüzey ürünler kağıda benzer ürünlerden çok tekstil yapılarına benzer bir ağ görünümündedir. Konvansiyonel olarak üretilen kumaşlara oranlara çok daha ekonomik olmaları önemli bir avantajdır. Çünkü üretim hatlarındaki safhalar çok azdır. Kumaş formasyonunun basitliği ve üretim verimliliğinin çok yüksek olması pek çok endüstriyel alanda dokunmamış yüzeyleri avantajlı düzeye çıkarmaktadır. Fakat moda, dış giyim uygulamaları, güzel tuşe ve döküm, esneklik, mukavemet, v.s. özellikler istendiğinde dokusuz yüzeylerin dezavantajı ortaya çıkmaktadır. Bu özelliklerin geliştirilmesi yönünde pek çok araştırma yapılmaktadır. Lif ve hammadde seçimi maliyet, üretim kolaylıkları ve istenen son kullanım özelliklerine bağlıdır. Lifler dokusuz yüzeylerin ana bloklarıdır. Doğal ve yapay elyafların bir çoğu dokusuz yüzey üretiminde kullanılmaktadır. Dokunmamış tekstiller, örme ve dokumadan farklı olarak tek kullanımlık ve uzun kullanımlık olmak üzere iki farklı amaç için üretilmektedir. Tek kullanımlık alanlar hijyen, ıslak mendiller, tıbbi/cerrahi, hava filtrasyonunda, tek kullanımlık giysi alanlarında kullanılırken, uzun kullanım tela, döşeme ve yatak, ayakkabı ve deri, kaplama/lamine, yer kaplamaları/halı tabanı, bina inşaatında, jeotekstillerde/inşaat mühendisliğinde, otomotivde, elektronik bileşenlerde ve tarımda kullanılmaktadır. 

Dokunmamış Tekstillerin Kullanım Alanları: 
Jeotekstil: Asfalt, drenaj, baraj, havuz, akarsu bentleri, golf ve tenis kortları, suni çim, erozyon kontrol malzemeleri. 
Giyim: Astar, elbise izolasyonu, ayakkabı ve çanta, eldiven. 
Sağlık: Cerrahi maske, tek kullanımlık ameliyat elbiseleri, ayakkabı, elbise, ortopedik ped, steril paketleme, elektrom, bandaj, kan ve diyaliz makinelerinde. 
İnşaat: Çatı kaplama, izolasyonu, boru izolasyon, tren yolu yatakları stabilizasyonu, kanal ve rezervuar iç koruması. 
Hijyen: Çocuk bezi, kozmetik ürünler ve temizleyiciler. 
Endüstriyel ve Askeri Alanlar: Filtre, askeri elbiseler, kablo izolasyonu, laboratuvar elbiseleri, zımpara ve parlatma malzemeleri, uyku tulumu, suni deri, muşamba. 
Ev–Mobilya: Kaplama, yatak kaplama, duvar kaplama, mobilya arkaları, halı, Islak ve kuru temizlik, peçete, masa örtüsü, çay kahve poşeti, yatak örtüsü, klozet aksesuarları, pencere gölgelikleri. 
Ofis ve Okul: Kitap kaplama, disk koruyucu, zarf, etiket, havlu, promosyon ürünleri. 
Ambalaj: Medikal steril paketler, floppy disk paketleri. 
Tarım ve Bahçe: Ürün üstlerini kapatma, çim koruma kök sarma, fidanlık kaplama. 
Otomotiv: Zemin ve iç kaplama, hava ve yağ filtreleri, ses izolasyonu, döşeme, bagaj astarı, iç kapı paneli. Nonwoven endüstrisinde en fazla kullanılan elyaflar sırasıyla polipropilen, polyester ve selülozik elyaflardır. Bu elyaflar nonwoven endüstrisinde kullanılan elyafların % 83’ünü oluşturmaktadır. 

Dokunmamış Tekstillerde Kullanılan Elyaf Türleri 
Polipropilen, polyester, selüloz, pamuk, poliamid, poliakrilik, yün, EDANA sınıflandırmasına göre dokunmamış tekstillerin üretim teknolojileri üç gruba ayrılmaktadır. Bu gruplar: 
1. Kuru İşlemler (Drylaid) 
a. Tarama (Carding), 
b. Havalı serme (Airlaid), 
c. Dikey Serme (Perpendicularlaid), 
2. Sulu İşlemler (Wetlaid) 
3. Polimer Eritilerek Dökmeli İşlemler (Spunlaid) 
a. Sonsuz Elyaflı İşlemler (Spunbonded), 
b. Eritilerek Püskürtmeli İşlemler (Meltbown), 
c. Ani Doku Oluşturmalı İşlemler (Flash Spinning), 
d. Elektrostatik Eritmeli İşlemler (Electrostatic Melt Spinning), 

İpek Nedir, İpek Lifinin Elde Edilmesi

İpek kumaşlar son derece parlak ve yumuşak olmasıyla öne çıkar. 
İpek (Alm. Seide, Fr. soie, İng. silk), ipekböceğinin larva döneminin sonunda pupa dönemine geçerken kendi etrafına koza örmek için salgıladığı çok ince, yumuşak, dayanıklı, parlak, kolay ve iyi boyanabilme yeteneğine sahip hayvansal life denir. 

İpek, güzel ve pürüzsüz görünüşlü, yumuşak, parlak ve dayanıklı olup, kolaylıkla ve iyi boya tuttuğu için daha da güzelleştirilebilen hayvansal kaynaklı bir liftir. İpek liflerin kraliçesi olarak bilinir. 4000 yılı aşkın bir süreden beri, insanların ekonomik hayatında önemli bir rol oynamakta olan ipek, yıllarboyu Çin, Hindistan, Taşkent, Bağdat, Şam ve İstanbul’dan geçen ipek yolunu takiben Avrupa’ya taşınmıştır. Bu zaman zarfında ipek altından daha değerli bir ürün olarak alıcı bulmuştur. Tahminlere göre, ipekçilik ilk önce Çin'in kuzeydoğusunda başlamıştır. Ülkemiz coğrafi yeri ve iklimi bakımından ipekböceği ve dut ağacı yetiştirilmesine uygun ülkelerden biridir. Trakya, Marmara, Ege, Akdeniz, bölgelerinde bulunan bazı iller ile Amasya, Diyarbakır, Hatay yöreleri ipekböcekçiliğinin yayılmış olduğu alanlardır. 

İpek lifleri, diğer hayvansal liflere göre gerilme dayanımı yüksek bir maddedir. İçerisindeki kristalin yapısı, harekete % 10-25 oranında izin verir. % 30 oranında ıslaklık hissi vermeden nem çekme özelliğine sahiptir. Özkütlesi 1,30-1,37 g/cm³ değerindedir. İpek, protein kaynaklı bir malzeme olduğu için 1000 °C sıcaklıktan sonra yapısı bozulmaya başlar. Bu yüzden, ipek ürünler düşük sıcaklıkta ve devirde yıkanması gerekmektedir. Aksi durumda lifler arası H-bağları koparak, pürüzlü bir görüntüye bürünür. Ayrıca gün ışığına karşı hassas olan lifler, 6 saat boyunca ultraviyole ışınlara maruz kaldığında % 50 oranında mukavemeti düşmektedir. 

Gerçek İpek (mulberry) ve Yabani İpek (tussah vb.) Nedir, Özellikleri Nelerdir 
İpek lifleri, yabani ve ehlileştirilmiş olan 2 tür ipekböceğinden elde edilir. Yabani ipek böcekleri tamamen insan kontrolü altında yabani ağaçlarda yetiştirilir. Bu böceklerin besin seçim yelpazesi çok geniştir. Yabani ipekböceği meşe, kauçuk gibi ağaç yaprakları ve hint yağı ile beslenirler. Ehlileştirilmiş olan ipekböceği mullberry olarak adlandırılır ve sadece dut yaprağı ile beslenir. Yabani ipek böceklerinden elde edilen ipek liflerine Tasar, Eri ve Muga, Anaphe ipeği vb. örnek verilebilir. Bunlar yabani ipek olarak adlandırılmaktadır. Mulberry ipeğinde ipek zamkının oranı % 20-25'tir. Bazı istisnai durumlarda örneğin Tussah ipeğinde bu oran % 38 gibi büyük bir değer olabilir. Zamk, kaynağına bağlı olarak altın sarısı, sarımsı, sarımsı kahverengi veya sarımsı yeşil gibi renklerde olabilir. Bazen beyaz da olabilir. Yabani ipeğin en iyi bilinen türü, Tussah ipek böceklerini zamk çıkarıldıktan sonra bile kahverengidir. Bu yüzden boyanmadan önce hidrojen peroksitle ağartılması gerekmektedir. Ağartma işlemi kimyasal maddeler ile yapıldığı için sağlıklı değildir.. Mikroskop altında incelendiğinde Tussah ipeğinin farklı kalınlıklarda bantlı bir yapısının olduğu görülür. Liflerin fibrilar yapısında görülen dik çizgiler vardır. Mulberry ipeğiyle karşılaştırıldığında, Tussah ipek ipliklerinin daha yassı ve daha geniş olduğu görülür. Tipik Tussah ipeğinde yassı benekler vardır bu yüzden sıkıştırılmış benekli (squeezed spots) olarak adlandırılır. Kozada üst üste gelen iki ipek ipliğinin kesiştiği yerlerde oluşurlar. Tussah ipeğinin lif kesiti kama görünüşlü ve köşelidir. Uzunlamasına görünüşüne benzer olarak düz ve bantlı bir yapı gösterir. Yabani Tussah ipek böceğinden elde edilen ipek lifleri bakır rengine sahip kalın liflerdir. Dutla beslenen ipek böceklerinden elde edilen liflere göre parlak değillerdir. Mulberry ipek böceğinden elde edilen ipek lifleri ise parlaktır. Yabani ipek böceğinin ehlileştirilmiş ipekböceğinden daha büyüktür. Fakat kozaları ince olduğu için daha az ipek verir. Dut yaprağı ile beslenen ipek böceğinden oluşan ipeğin doğal rengi, fildişine, kreme yakın bir renktir. El işi büyük bir zanaat ister. Dolayısıyla hızlıca üretilemez zaman ister. 

Macera Dut Yaprağı ile Başlıyor 
İpekböcekçiliğinde dut yetiştiriciliği birinci aşamayı oluşturur. Dut ağaçları çok yıllık olduğundan dikimden önce dikkatli ve iyi bir seçim yapılmalıdır. Arzu edilen kalitede yaprak üretimi iyi bir seçimle mümkündür. Dut seçiminde; yaprak verimi, yaprak kalitesi, toprağa ve iklim şartlarına uyumluluk, ipekböceği beslenme yöntemine uygunluk ve son olarak da hastalık ve haşerelere dayanıklılık hususları dikkate alınmalıdır. Dutluklar ana yollara yakın olmalı zirai mücadele gerektiren yerlerden en az 100 metre uzakta bulunmalı, eğimi 15 dereceden fazla arazilere kurulmamalı, fabrika, maden ocakları gibi duman ve is çıkaran sanayi merkezlerinden uzakta kurulmalı, araziden taban suyunun çok yüksek olduğu yerlere kurulmamalıdır. Dut hastalıklarına dikkat edilmeli, yerinde ve zamanında uygun yöntemlerle hastalık mücadelesi yapılmalıdır. Yaprak pası, kırmızı yaprak lekesi, dut dili mantarı gibi hastalıklarda ilaç kullanmak yerine, dalları ve yaprakları kesip toplayarak yakmak faydalıdır. Dünya’da ticari amaçla üretilen dört çeşit ipek vardır. Bunlar; Dut ipeği, eri ipeği, taşar ipeği ve muga ipeği’dir. Dut yaprağı ile beslenen ipekböceklerinden elde edilen dut ipeği Dünya ipek üretiminin yüzde 95’ini meydana getirir. Dut ile beslenen ipekböceği (Bombyx Mori) kozalarından devamlı ipek ipliği çekilebildiği için endüstride kullanılan ham ipek ipliği elde edilir. İpek 4000 yıldan fazla bir süredir evcilleştirilmiş olan Bombyx Mori’den elde edilmektedir. 
Dut Yaprağı. 
Hayat Döngüsü 
a) Tohumlar: İpekböceği tohumları çok küçüktür. 2000’e yakın tohum ancak 1 gr. gelir. Tohumlar 1-1,3 mm uzunlukta ve 0,9-1,2 mm genişliktedir. 
b) Tırtıllar: İpekböceği tırtılları larva yumurtadan çıktıkları zaman koyu kahverengi ve siyah renktedir. Tırtılların baş kısmı büyük, vücut tüylerle kaplı görünümdedir. Yaş ilerledikçe deri rengi açılır ve deri düzgün bir görünüm alır. 
c) Baş: Baş, 6 segmentten (halka) dan oluşur. 2.segmentte anten, 4. segmentte alt çene, 5. segmentte üst çene, 6. segmentte dudak organları bulunur. Antenlerin üst taraflarında 6 çift basit göz vardır. Antenler 1 çift olup 6 parçadan oluşur, alt çene kesme işlemini yapar, üst çene uzantıları gıdanın tadını tespit eder. Alt çenenin arasında alt ve üst dudaklar ile ipeğin salgılandığı filier deliği bulunur. 
d) Göğüs: Göğüs, 3 halkadan oluşur ve alt tarafında 3 çift ayak bulunur. Bu ayaklar tutunma ve tırmanma işlerinde kullanılmaz, tutucu özellikte olup yaprakları yeme esnasında tutmaya yararlar. 
e) Karın: Karın, 11 vücut halkasından meydana gelir. 9 karın halkası ve diğer iki halka kuyruk kısmında birleşik bir görünümde olup, alt tarafından kuyruk ayağı veya 5 çift yalancı karın ayakları bulunur. 3-4-5 ve 6’ıncı karın ayaklarının alt tarafında ve son karın halkasında birer çift karın ayağı vardır. 8. karın halkası üzerinde kuyruk boynuzu (mahmuz) bulunur. 8. ve 9.halkaların alt kısmında cinsiyet ayrımına yarayan işaretler bulunur. Yalnız bunların gelişimi böceğin dördüncü ve beşinci yaşları arasında görülebilir. Dişi cinsiyet işaretleri süt beyazı noktalar şeklinde sekiz ve dokuzuncu halkaların alt kısmında görülebilir. “Ishwata” guddeleri ismi verilir. Erkek cinsiyet işareti ise süt beyazı renginde 8 ve 9. Karın halkaları arasında ve tam ortada bir çıkıntı görünümümde olup “Herold” guddesi ismi verilir. 

İpekböceği Yetiştiriciliği 
a) Temizlik ve Dezenfeksiyon: Beslenmeden 7-10 gün önce besleme yerinin temizliği, kireçle badanası yapılmalıdır. Ayrıca beslenme odası ve evlerin girişine dezenfektanlı paspaslar koyarak ayakkabılarla mikrop taşınması önlenir. Böcekhaneler kolay temizlenebilen, havalandırılabilen, sıcaklık ve nemi kontrol edilebilen özelliklere sahip olmalıdır. 
b) İnficar: İnficar ya da fışkırma için özel yumurta kutuları kullanılır. İnficar etmiş tırtılların boyu ancak 3 mm, ağırlığı da 0,5 gr. kadardır. Üzerleri kıllarla kaplıdır. Fışkıran tırtıllar, özel kerevetlere alınır. Kerevetler seyyar ya da tavandan askılı olabilir. Temizliğin kolay yapılabilmesi için ilk kerevetin yerden yüksekliği en az 25 cm. olmalıdır. İki kerevet arasındaki yükseklik ise 70-90 cm. olarak ayarlanır. 
c) İpek Böceklerinin Beslenmesi ve Bakımı: İpek böceği 35-40 gün gibi kısa sürede fazla masraf ve iş işlemeden koza ürünü verir. Ancak dikkat ve titizlikle bakılıp beslenmelidir. Yurdumuzda iki mevsimde beslenme imkanı vardır. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında yapılan beslenmeye ilkbahar beslenmesi, Ağustos ve Eylül aylarında yapılan beslenmeye ise sonbahar beslenmesi denir. Besleme evi temizlenebilen sıcaklık ve nemi kontrol edilebilen bir yer olmalıdır. İpekböceği tırtıl döneminde beyaz dut yaprağı yer ve 4 defa uykuya yatar. Böcek uyku döneminden sonra gömlek değiştirir. Dut yaprağı yemeksizin 24 saat hareketsiz kalır. İki uyku arasındaki süre bir yaş diye adlandırılır. 1. 2. ve 3. yaşlar genç ipekböceği, 4 ve 5. Yaşlar gelişmiş ipekböceği devresidir. İlk yaşlarda dut yaprakları kıyılarak verilir, gelişmiş yaşlarda yaprakların kıyılmasına gerek yoktur. Yaklaşık 3 gün süren 5. yaş sonunda böcekler yem yemeyi keser. Mide tamamen boşalır ve askı dönemi başlar. 
d) Askı ve Koza Hasadı: Ülkemizde olgunlaşan böceklerin kozalarını örmeleri için; buğday, çavdar, çeltik, hardal, katır tırnağı, funda su selesi, süpürge otu, meşe, çam gibi bitkisel askılar ile , plastik ve ondülin askılar kullanılmaktadır. İpek böcekleri tek tek elle toplanarak askıya alınabilir ya da kendi kendine askıya çıkmaları da sağlanabilir. Askıya çıkan ipek böcekleri dışkısını ve idrarını boşaltır ve koza örmeye hazır hale gelir. Önce kozanın tutunmasını sağlayan koza pamuğu adı verilen bir miktar ipek salgılar ve kendisini askıya tutturur. İpekböceği kozayı örmeye dıştan başlar ve içeriye doğru örmeye devam eder. Serisin denilen yapışkan maddeyi çenesinin altında bulunan salgı bezlerinden iplik halinde çıkararak ve kafasını sekiz rakamına benzer şekilde oynatarak kozasını örer. Kendisini kozanın içine hapseder. Bu ortalama üç gün sürer. Kozasını ören tırtıl kozasının içerisinde büzülmüş ve küçülmüş olarak kalır ve krizalit haline dönüşür. Koza hasadı, krizalit olgunlaşmadan yapılırsa lekeli ve düşük kaliteli kozalar elde edilir. Koza hasadı için en uygun zaman koza ürününün başlamasından itibaren 10-11 gün sonrasıdır. Hasada geç kalmak maddi kayıplara neden olur. Krizalit kelebek haline gelip çiftleşmek üzere kozayı deler. Delinmiş kozalardan ipek çekilemez. Kozalar örülüp bittikten bir hafta sonra toplanır. Kozanın içinde bulunan krizalit, kozaya zarar vermeden öldürülür. Bu işleme boğma denir ve iki şekilde uygulanır. 
1) Su Buharıyla Boğma 
2) Sıcak Hava İle Boğma. Elektrikle çalışan özel fırınlarda sıcak hava ile krizalitler öldürülür. Fırından kozalar kuru olarak çıkar. 

İpek Lifinin Elde Edilmesi 
İpekböceğinin ağzından salgılanan serisin maddesi tipik bir zamk özelliğindedir. Bu nedenle ipek telleri birbirine yapışır. İpeğin çekilebilmesi için serisin maddesinin yumuşatılması gerekmektedir. 50-60 derecelik sıcak suda serisin yumuşamaktadır. Serisinin yumuşatılmış kozalara fırça ya da süpürge gibi bir araçla dokunulduğunda ipek tellerinin uçları tutulabilir. Bu ustalık isteyen bir işlemdir. Sürekli sarılabilecek uçların bulunması sırasında ziyan olan ve kamçı başı adı verilen ipek tellerinden sonra, ipek lifleri bir çıkrığa sarılır. İpekler çileler haline getirilir. Bu ipeğe ham ipek denir ve serisin maddesi nedeniyle oldukça serttir. İpek sabunlu suda kaynatılarak pişirme işlemi yapılır. Pişirme işleminden sonra serisin maddesi eridiğinden ham ipek ağırlığının yüzde 20-30’unu yitirir. İpeğe ağırlığını kazandırmak ve döküm vermek amacıyla çeşitli işlemler uygulanır ve kullanıma sunulur. Böylece elde edilen ipeğe ham ipek denilmektedir. Dokumacılıkta ham ipek kullanılır. Eğer ham ipeğin bir kaç tel bir araya getirilerek büküm makinelerinde bükülecek olursa, bükümlü “İşlenmiş ipek” üretilmiş olur. 1 m. ham ipek üzerindeki büküm sayısı ipeğin kullanılabileceği yere, yani çözgü ve atkı ipliği olarak nerede kullanılacaksa ona göre ayarlanır. İpeğin kalitesi, ipek tellerinin aynı kalınlıkta sürüp gitmesi, pürüzlerin ve kıl biçimindeki dağınıklıkların bulunmamasıyla ölçülür. Özel fırınlarda ağırlığını, dökümünü ve güzelliğini kazanan ipek ipleri çileler halinde kurutulur. Bu işlemden sonra fabrikalara yollanan ipek çileleri makaralara sarılmak için hazırlanırlar. 

İpek Eğirme 
Üç çeşit ipek ipliği olduğu için üç şekilde iplik üretimi yapılır. 
- Çıkrık İpeği: Filament (kesiksiz elyaf) olan ipek kozadan çekilmesi sırasında bir miktar büküm verilerek iplik haline getirilir ve bobinlere sarılır. 
- Şap İpeği: Çıkrık ipeğinin eğrilmesi sırasında oluşan lif artıkları, kamgarn eğirme yöntemine benzer şekilde eğrilmektedir. 
- Buret İpeği: Çok kısa artıklar ve parçalanmış ipek lifleri ştrayhgarn eğirme yöntemine benzer şekilde eğrilmektedir.